Otomotiv
Entegre bir yapı, pazar şartlarına hızlı reaksiyon, operasyonların etkin yönetilmesi, kalite ve müşteri hizmetleri… Bunlar otomotiv sektörünün başlıca başarı kriterleri. Tüm bunları tek bir yapı içerisinde sağlamak hiç de kolay bir iş olmasa gerek.
Dünyada ve ülkemizde yükselen ve yeni bir döneme giren otomotiv sektörü gerçekten de zorlu bir yapıya sahip. Üretimden dağıtıma, müşteri hizmetlerine kadar birçok alana yayılan süreçleri içeren bu sektörde başarılı olmak isteyen şirketlerin belirli kilit yetenekleri kendi içlerinde geliştirmiş ve uyguluyor olması büyük önem kazanıyor.
Entegre yapı
Otomotiv sektörü değer zincirinin en geniş olduğu sektörlerden biri. Bugün büyük bir üretim tesisi yüzlerce farklı tedarikçi ile çalışmak durumunda. Dolayısıyla otomotiv sektöründeki şirketler, tedarikçileri veya üreticiler ile entegre bir yapı içerisinde çalışmak, bazı iş süreçlerini ve bilgileri etkin biçimde paylaşmak, kısacası birbirilerinin iş ortağı olmak durumunda kalıyor. Bunun için entegre bir altyapı üzerinde iş süreçlerini birleştiren iş uygulamalarına olan ihtiyaç git gide artış gösteriyor. Bu yapının kurulması tek başına yeterli olmuyor, son derece önemli iş akışlarının üzerinde gerçekleştiği bu yapı güvenli, güvenilir ve sürekli olmak, gelecekteki ihtiyaçlara cevap verecek yeterlilikte olmak zorunda.
Yenilikçilik
Bundan bir süre önce bir otomobil modelinin pazardaki yaşam süresi en az 8-9 yıl iken bugün artık 2-3 yıla düşmüş durumda. Bunun anlamı şu: otomotiv üreticileri ve onların iş ortakları çok daha yenilikçi olmak, yeni modelleri ve özellikleri çok daha kısa sürede oluşturmak zorunda. Araştırma-geliştirme faaliyetleri, ürün çeşitlendirme gibi çabaları içeren bu yenilikçilik sürecinde mühendislik çalışmaları ön plana çıkıyor. Birbiri ile ilişkili yürütülen programın etkin biçimde yönetilmesi, sonuçların paylaşılması ve olumlu çıktıların bir an önce ürünlere yansıtılması için bu sürecin bir proje mantığı içerinden yönetilmesi büyük önem kazanıyor.
Satış ve pazarlama
Henry Ford’un “tüm otomobiller siyah olmalı” yaklaşımının üzerinden 100 yıl geçti ve bugün otomotiv endüstrisi yoğun bir rekabet ortamında iş yapıyor. Her iş alanında olduğu gibi bu sektörde de müşteriler ve müşteri talepleri, işin en can alıcı kısmını oluşturuyor. Müşteri beklentilerini ve fonksiyonel talepleri doğru tahmin etmek, bunları rakiplerden önce modellere yansıtmak rekabette ayakta kalmanın tek şartı. Üstelik bunu tüm bir değer zinciri içerisinde yapmak gerekiyor. Müşterilerin isteklerine anında cevap verebilmek, tüm alanlardan gelen müşteri iletişimini en doğru biçimde koordine etmek daha iyi bir hizmet vermenin en önemli adımları. Zira modeller çeşitlendikçe ve özellikler birbirine yaklaştıkça müşterilerin markalara olan bağımlılığı da azalıyor ve eldeki, müşteriyi tutmak zorlaşıyor.
Bu konuda somut örnekler de mevcut. Örneğin, dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden bir tanesinin pazara sunduğu, çok güzel özelliklere sahip bir kamyonetin belirli bir zaman sonra satışlarında düşme yaşandığı görülüyor. Buna anlam veremeyen üretici, müşteriler ile kapsamlı bir diyalog kurduğunda şu gerçekle karşılaşıyor: Kamyonetin kapıları, yokuş yukarı durumlarda çok zor açılıyor ve aracın yüklenmesi ve boşaltılması son derece meşakkatli oluyor. Bu bilgiyi alan üretici hemen daha hafif ve özel bir mekanizma ile desteklenmiş kapılar takarak modeli güncelliyor. Satışlar beklenenin birkaç katına çıkıyor.
Birçok kişi otomobilin satışıyla birlikte işlemin tamamlandığını düşünse de aslında otomotiv sektöründe işin zor kısmı bundan sonra başlıyor. Teknik servis ve hizmetler süreci, müşterilerin sadakatine en çok etkiyen, en önemli süreçler. Burada yaşanacak olan bir aksilik, müşterilerin bir sonraki alım kararında başka alternatiflere gitmesini veya memnuniyet seviyelerinin düşük olmasını sağlıyor. Yine dünyaca ünlü bir otomobil üreticisi, müşterilerinin bakım bilgilerini bir merkezi veri tabanında oluşturmak ve belirli dönemlerde özel kampanyalarla araçları bakım servislerine getirtmekle hem müşteri memnuniyetini önemli ölçüde yükseltmiş hem de ilave gelir kaynağı yaratarak operasyonunu daha karlı hale getirmiştir.
Üretim yönetimi
Elbette ki üretim süreçlerinin yönetimi otomotiv sektörünün en büyük önceliğidir. Üretim yönetiminde en büyük gereklilik hızlı hareket etmek ve kaliteli bir üretim gerçekleştirmektir. Bunun için ihtiyaç duyulan bilgi veya malzemeyi gerçek zamanlı olarak (yani gerektiği anda, JIT: Just in time) sağlamak en önemli konudur. Bu yapı kurulduğu takdirde karar alma süreçleri hızlanacak, üretim daha etkin hala gelecektir. Bilgi açısından bakıldığında, çalışanların gerekli olduğu zaman yetkileri dahilinde operasyonel verilere erişmeleri, veri analizleri gerçekleştirerek doğru kararlar almaları, üreticilere yarı mamül hazırlayan OEM üreticilerle bilginin ve deneyimin etkin biçimde paylaşılması önem kazanır. Elbette ki bunun yolu, tedarik zinciri yönetimini olabildiğince doğru ve kesintisiz gerçekleştirmekte geçer.
Kontrol ve izleme
Otomotiv sektöründe bir diğer önemli konu, satış sonrası hizmetlerin de desteğiyle gerekli kontrol ve izlemelerin gerçekleştirilmesidir. Üretim bandından çıkan araçların nakliye ve dağıtım süreçlerinin barkod vb. sistemlerle izlenmesi, buradan elde edilen bilgilerin merkezi bir noktada toplanması ve yönetilmesi sipariş süreci açısından son derece önemlidir. Diğer yandan, saha hizmetleri ve garanti kontrolü ve takibi için de sistematik bir yapı gerekmektedir.
Microsoft CRM: Müşteri İlişkilerinde Vites Yükseltin
Otomotiv sektörünün yoğun rekabet ortamında ihtiyaç duyacağı müşteri odaklı yaklaşım, Microsoft CRM ile hayata geçecek. Müşteri hizmetleri modülü sayesinde satış sonrası hizmetlerin kolaylıkla koordine edilmesine, müşteriler ile her kanaldan kapsamlı bir ilişki yürütülmesine imkan veren Microsoft CRM, satış modülü ile detaylı analizlerin yapılmasına, özelleştirilmiş ve sadakat yaratan kampanyalar oluşturulmasına imkan veriyor. Ayrıca kolay kullanımı, uyumluluk özellikleri ve düşük toplam sahip olma maliyeti ile Microsoft CRM, otomotiv sektöründe müşteri ilişkilerine yeni bir boyut kazandıracak.
Son hızda üretim: Microsoft Dynamics AX ve Microsoft Dynamics NAV
Microsoft Business Solutions ERP çözümleri Microsoft Dynamics AX ve Microsoft Dynamics NAV, otomotiv sektörü için ideal birer alternatif. Büyük ölçekli üreticilerin tedarik zinciri yönetiminden stok kontrolüne üretim planlamasından insan kaynakları uygulamalarına dek her noktada verimlilik ve hız sağlayan Microsoft Dynamics AX, sektörün temposunun da üzerine çıkmanıza imkan verecek. Orta ölçekli üreticilerin tüm ilişkilerini, programlarını ve üretimden finansal süreçlere kadar her aşamalarını etkin biçimde yönetmelerini sağlayan Microsoft Dynamics NAV, esnekliği verimlilikle birleştirmenize zemin hazırlayacak.
Entegre bir yapı, pazar şartlarına hızlı reaksiyon, operasyonların etkin yönetilmesi, kalite ve müşteri hizmetleri… Bunlar otomotiv sektörünün başlıca başarı kriterleri. Tüm bunları tek bir yapı içerisinde sağlamak hiç de kolay bir iş olmasa gerek.
Dünyada ve ülkemizde yükselen ve yeni bir döneme giren otomotiv sektörü gerçekten de zorlu bir yapıya sahip. Üretimden dağıtıma, müşteri hizmetlerine kadar birçok alana yayılan süreçleri içeren bu sektörde başarılı olmak isteyen şirketlerin belirli kilit yetenekleri kendi içlerinde geliştirmiş ve uyguluyor olması büyük önem kazanıyor.
Entegre yapı
Otomotiv sektörü değer zincirinin en geniş olduğu sektörlerden biri. Bugün büyük bir üretim tesisi yüzlerce farklı tedarikçi ile çalışmak durumunda. Dolayısıyla otomotiv sektöründeki şirketler, tedarikçileri veya üreticiler ile entegre bir yapı içerisinde çalışmak, bazı iş süreçlerini ve bilgileri etkin biçimde paylaşmak, kısacası birbirilerinin iş ortağı olmak durumunda kalıyor. Bunun için entegre bir altyapı üzerinde iş süreçlerini birleştiren iş uygulamalarına olan ihtiyaç git gide artış gösteriyor. Bu yapının kurulması tek başına yeterli olmuyor, son derece önemli iş akışlarının üzerinde gerçekleştiği bu yapı güvenli, güvenilir ve sürekli olmak, gelecekteki ihtiyaçlara cevap verecek yeterlilikte olmak zorunda.
Yenilikçilik
Bundan bir süre önce bir otomobil modelinin pazardaki yaşam süresi en az 8-9 yıl iken bugün artık 2-3 yıla düşmüş durumda. Bunun anlamı şu: otomotiv üreticileri ve onların iş ortakları çok daha yenilikçi olmak, yeni modelleri ve özellikleri çok daha kısa sürede oluşturmak zorunda. Araştırma-geliştirme faaliyetleri, ürün çeşitlendirme gibi çabaları içeren bu yenilikçilik sürecinde mühendislik çalışmaları ön plana çıkıyor. Birbiri ile ilişkili yürütülen programın etkin biçimde yönetilmesi, sonuçların paylaşılması ve olumlu çıktıların bir an önce ürünlere yansıtılması için bu sürecin bir proje mantığı içerinden yönetilmesi büyük önem kazanıyor.
Satış ve pazarlama
Henry Ford’un “tüm otomobiller siyah olmalı” yaklaşımının üzerinden 100 yıl geçti ve bugün otomotiv endüstrisi yoğun bir rekabet ortamında iş yapıyor. Her iş alanında olduğu gibi bu sektörde de müşteriler ve müşteri talepleri, işin en can alıcı kısmını oluşturuyor. Müşteri beklentilerini ve fonksiyonel talepleri doğru tahmin etmek, bunları rakiplerden önce modellere yansıtmak rekabette ayakta kalmanın tek şartı. Üstelik bunu tüm bir değer zinciri içerisinde yapmak gerekiyor. Müşterilerin isteklerine anında cevap verebilmek, tüm alanlardan gelen müşteri iletişimini en doğru biçimde koordine etmek daha iyi bir hizmet vermenin en önemli adımları. Zira modeller çeşitlendikçe ve özellikler birbirine yaklaştıkça müşterilerin markalara olan bağımlılığı da azalıyor ve eldeki, müşteriyi tutmak zorlaşıyor.
Bu konuda somut örnekler de mevcut. Örneğin, dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden bir tanesinin pazara sunduğu, çok güzel özelliklere sahip bir kamyonetin belirli bir zaman sonra satışlarında düşme yaşandığı görülüyor. Buna anlam veremeyen üretici, müşteriler ile kapsamlı bir diyalog kurduğunda şu gerçekle karşılaşıyor: Kamyonetin kapıları, yokuş yukarı durumlarda çok zor açılıyor ve aracın yüklenmesi ve boşaltılması son derece meşakkatli oluyor. Bu bilgiyi alan üretici hemen daha hafif ve özel bir mekanizma ile desteklenmiş kapılar takarak modeli güncelliyor. Satışlar beklenenin birkaç katına çıkıyor.
Birçok kişi otomobilin satışıyla birlikte işlemin tamamlandığını düşünse de aslında otomotiv sektöründe işin zor kısmı bundan sonra başlıyor. Teknik servis ve hizmetler süreci, müşterilerin sadakatine en çok etkiyen, en önemli süreçler. Burada yaşanacak olan bir aksilik, müşterilerin bir sonraki alım kararında başka alternatiflere gitmesini veya memnuniyet seviyelerinin düşük olmasını sağlıyor. Yine dünyaca ünlü bir otomobil üreticisi, müşterilerinin bakım bilgilerini bir merkezi veri tabanında oluşturmak ve belirli dönemlerde özel kampanyalarla araçları bakım servislerine getirtmekle hem müşteri memnuniyetini önemli ölçüde yükseltmiş hem de ilave gelir kaynağı yaratarak operasyonunu daha karlı hale getirmiştir.
Üretim yönetimi
Elbette ki üretim süreçlerinin yönetimi otomotiv sektörünün en büyük önceliğidir. Üretim yönetiminde en büyük gereklilik hızlı hareket etmek ve kaliteli bir üretim gerçekleştirmektir. Bunun için ihtiyaç duyulan bilgi veya malzemeyi gerçek zamanlı olarak (yani gerektiği anda, JIT: Just in time) sağlamak en önemli konudur. Bu yapı kurulduğu takdirde karar alma süreçleri hızlanacak, üretim daha etkin hala gelecektir. Bilgi açısından bakıldığında, çalışanların gerekli olduğu zaman yetkileri dahilinde operasyonel verilere erişmeleri, veri analizleri gerçekleştirerek doğru kararlar almaları, üreticilere yarı mamül hazırlayan OEM üreticilerle bilginin ve deneyimin etkin biçimde paylaşılması önem kazanır. Elbette ki bunun yolu, tedarik zinciri yönetimini olabildiğince doğru ve kesintisiz gerçekleştirmekte geçer.
Kontrol ve izleme
Otomotiv sektöründe bir diğer önemli konu, satış sonrası hizmetlerin de desteğiyle gerekli kontrol ve izlemelerin gerçekleştirilmesidir. Üretim bandından çıkan araçların nakliye ve dağıtım süreçlerinin barkod vb. sistemlerle izlenmesi, buradan elde edilen bilgilerin merkezi bir noktada toplanması ve yönetilmesi sipariş süreci açısından son derece önemlidir. Diğer yandan, saha hizmetleri ve garanti kontrolü ve takibi için de sistematik bir yapı gerekmektedir.
Microsoft CRM: Müşteri İlişkilerinde Vites Yükseltin
Otomotiv sektörünün yoğun rekabet ortamında ihtiyaç duyacağı müşteri odaklı yaklaşım, Microsoft CRM ile hayata geçecek. Müşteri hizmetleri modülü sayesinde satış sonrası hizmetlerin kolaylıkla koordine edilmesine, müşteriler ile her kanaldan kapsamlı bir ilişki yürütülmesine imkan veren Microsoft CRM, satış modülü ile detaylı analizlerin yapılmasına, özelleştirilmiş ve sadakat yaratan kampanyalar oluşturulmasına imkan veriyor. Ayrıca kolay kullanımı, uyumluluk özellikleri ve düşük toplam sahip olma maliyeti ile Microsoft CRM, otomotiv sektöründe müşteri ilişkilerine yeni bir boyut kazandıracak.
Son hızda üretim: Microsoft Dynamics AX ve Microsoft Dynamics NAV
Microsoft Business Solutions ERP çözümleri Microsoft Dynamics AX ve Microsoft Dynamics NAV, otomotiv sektörü için ideal birer alternatif. Büyük ölçekli üreticilerin tedarik zinciri yönetiminden stok kontrolüne üretim planlamasından insan kaynakları uygulamalarına dek her noktada verimlilik ve hız sağlayan Microsoft Dynamics AX, sektörün temposunun da üzerine çıkmanıza imkan verecek. Orta ölçekli üreticilerin tüm ilişkilerini, programlarını ve üretimden finansal süreçlere kadar her aşamalarını etkin biçimde yönetmelerini sağlayan Microsoft Dynamics NAV, esnekliği verimlilikle birleştirmenize zemin hazırlayacak.