Üretim faaliyeti, geçmişten beri insanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu bir faaliyet halinde gelişmiştir. Tarihe bakıldığında aslında üretimin yalnızca ekonomik bir faaliyet olmaktan çıkıp çağlar açıp çağlar kapatan bir olgu haline dönüştüğü görülebilir. İlkel insanın karnını doyurmak için avlanmaya başlaması ile birlikte insanın her ihtiyacı bir başka ihtiyacı gerektirmiş ve bu ihtiyaçların karşılanabilmesi için ise çevrede bulunan kaynakların nasıl bu ihtiyaçlara doğru yönlendirileceği sorusu insanın aklında yer etmiştir. Günümüze gelinceye kadar ihtiyaçlar çeşitlenmiş dolayısıyla mevcut kaynakların kullanımı hızla artmış ve sonuç olarak insanlar daha fazla üretmenin yollarını aramışlardır.
Üretim; ekonomik olarak, sınırsız kabul edilen ihtiyaçların karşılanabilmesi için mal veya hizmetlerin insanlara fayda sağlayacak duruma getirilmesi olarak tanımlanabilir. Ancak, üretimi yalnızca bu sınırlar içinde tutamayız. Çünkü, üretim başlı başına bir düşünce sistemi, bir yaşam biçimi niteliğindedir. Ancak, üretimin fayda sağlama niteliği, üretime hangi noktadan bakarsanız bakın ortaktır.
Üretime iş açısından bakacak olursak; bir işin faydalı hale getirilebilmesi için işi yapacak birisine ihtiyaç vardır. İşin sonucu olarak yaratılan değer üretimden başka bir şey değildir. Dolayısıyla, değeri yaratan kişi bu noktada önem kazanmaktadır.
Günümüzde, üretim ile iş ilişkilerinin en yoğun yaşandığı yerler işletmelerdir. İşletmeler, içlerinde işgücünün de bulunduğu çeşitli kaynakların birleştirilip insanlara sunulmak üzere mal veya hizmet çıktısı üreten yerlerdir. İşletmeler, ürettikleri ürünlerin teknik özelliklerine ve benimsedikleri anlayışlara göre belli bir üretim sistemi ile çalışmaktadırlar. Sahip oldukları donanınım tipleri, çalışanların tipleri ve üretmeyi hedefledikleri miktarlar bu sistemin seçiminde bir kriter olarak düşünülmelidir. Günümüzde müşteri isteklerinin farklılaşması ürün çeşitliliğinin artmasına sebep olmuş ve atölye tipi üretime (kesikli üretim) karşı eğilim arttırmıştır. Buradan hareketle grup teknolojisi yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Grup Teknolojisi (GT), orta çeşitlilik ve hacimdeki parçaların diğer üretim sistemlerine göre daha ekonomik olarak üretilebildiği bir üretim sistemi ve bilinen bir görevi gerçekleştirmek için verilen durum ya da nesnelerin özellikleri arasındaki yakınlıktan istifade eden bir felsefedir. GT'nin bir felsefe olarak anılmasının sebebi, bir görev ya da işin tasarım ya da gerçekleştirme aşamalarının her ikisini de içermesidir. GT'nin uygulanması, bir fabrikada kullanılan otomasyonun derecesine bağlı değildir; tamamen otomasyona dayanan bir fabrikada olduğu kadar elle üretim sistemine dayanan bir işyerine de uygulanabilir.
Hücresel Üretim Sistemi(HÜS), GT'nin atölye düzenine uygulanmasıdır. Hücresel üretim, bir ya da daha çok makinenin bir hücre olacak biçimde gruplandığı üretim tipidir ve gruplamalar, benzer süreçleri gerektiren parça aileleri için çalışma yapmak amacıyla gereksinim duyulan işler aracılığıyla belirlenmektedir. Bu tekniğin kullanılması için, benzer süreçleme özelliklerine sahip olan parça grupları olması, dahası; bu parça gruplarının benzerliklerinin belirlenmesi gerekir.
HÜS içerisinde iki zorunlu ön koşul mevcuttur: Bunlardan biri yönetim desteği bir diğeri ise işgücünün bilgilendirilmesi ve katılımıdır. HÜS içerisinde özellikle işgücünün çok önemli bir yeri vardır. Wemmerlöv’ün “ Hücreler için dört bakış açısı vardır: kaynak, uzaysal, dönüşümsel ve organizasyonel perspektifler. İlk perspektif olan kaynak perspektifi; insan ve teknik kaynaklardan oluşur ve bunlar hücrede yapılan işe adanmışlardır” sözü işçinin önemini vurgulamaya yetmektedir.
ÜRETİM SİSTEMLERİ
Atölye Tipi Üretim Sistemi
Bu tarzın ayırt edici özelliği genellikle, bir mamulden bir defada az miktarlarda ancak, farklı sayıda mamullerin üretilmesidir. Başlıca özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
· 1 Esneklik,
· 2 Çeşitlilik,
· 3 Kalifiye çalışanlar,
· 4 Yüksek dolaylı işçilik,
· 5 Yüksek manuel malzeme aktarımı
Akış Tipi Üretim Sistemi
Daha büyük miktarlarda üretilen ürünler için kullanılan bir sistemdir. Belirli
bir mamulün üretimine ayrılan özel teçhizattan yararlanılmaktadır. Üretimle ilgili becerilerin çoğu, operatörlerden makinelere aktarılır; bunun sonucu olarak, emeğin kullanım düzeyi atölye tipinden daha düşük olabilmektedir.
Proje Tipi Üretim Sistemi
Bu tip sistemde, bir mamulün büyüklüğü ya da ağırlığı nedeniyle üretim sırasında sabit bir konum veya yerde bulunması zorunlu olabilir. Bu sistem zorunlu olarak, geniş çaplı karmaşık proje için tüm bileşenleri oluşturan bir atölye sistemi gibidir ve buna göre işlevsel hale getirilmiş bir üretim sistemi özelliğine sahiptir.
Sürekli Proses Tipi Üretim Sistemi
Bu sistemde girdi, kendisini çıktıya dönüştüren bir dizi doğrudan birbirine bağlı süreç/işlemden geçer. Kesikli parçalar ele alınmadığı için, genellikle kimyasal üretim dışında göz ardı edilmektedir.
Aşağıdaki çizelge geleneksel üretim sistemlerini karşılaştırmalı olarak göstermektedir.