Kaizen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kaizen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Aralık 2011 Pazar

Kaizen Felsefesi

İşletmelerde ufak ufak ama sürekli gelişimi ve iyileştirmeleri ilke olarak edinen Kaizen bir Japon felsefesi olup, Japonlar tarafından yaşamlarının her alanında uygulanmaktadır. Batı ülkelerinde Kaizen’in önemi ancak rekabetin yoğun bir şekilde arttığı (ufacık bir ekonomik, teknik vs. gelişimin bile bir işletmeyi diğer işletmelerin çok önüne taşıdığı) yakın dönemde anlaşılmıştır. Kaizen’i tam olarak anlayabilmek için ancak Japonların gözünden bakmak ve onların yaşam mantalitesiyle olaylara bakmak gerekir çünkü Kaizen Japonya da hayatın her alanındadır.

Kaizen’i dar anlamda tanımlamak gerekirse mevcut sistemdeki veya durumdaki aksaklıkların saptanarak düzeltilmesi, mevcut durumu kökten değiştirmek yerine (yani yeni bir yatırıma gitmek yerine) eldeki sistemin ne şekilde iyileştirilebilineceğinin araştırılarak ufak ufak adımlarla sistemde düzeltmelerin iyileştirmelerin yapılmasıdır. Kaizen’e göre mevcut sistemde her zaman geliştirilecek ve iyileştirilebilecek durumlar muhakkak vardır. Kaizen’in yeni bir yatırımdan ayıran en büyük fark çok fazla kaynak gerektirmemesidir. Fakat yeni yapılan bir yatırımda istenilen sonuca ulaşmak kısa zamanda mümkün olabilirken, Kaizen de istenilen sonuca ulaşmak biraz zaman alabilir.
Bu açıdan Kaizen’i uygulayacak yöneticilerin sonuç odaklı değil süreç odaklı yöneticiler olması gerekir aksi durumda gerekli sabrı gösteremeyecekler ve Kaizen’in sonuçlarını göremeden uygulamaları başarısızlığa sürükleyeceklerdir. Kaizen bir kişinin başarabileceği bir sistem değildir. Kaizen’in uygulanmasında başarıya ulaşabilmek için hem yöneticiler hem de iş görenlerin el birliği ile çalışmaları yürütmesi ve birbirlerine destek olması gerekir. Kaizen’in asıl uygulayıcıları iş görenler olmakla birlikte başarıya ulaşabilmesinin en önemli öğesi yöneticilerdir. Çünkü yöneticiler çalışanları Kaizen konusunda bilgilendirmeli, onları çalışmaların sonucuna inandırmalı, hedefe yöneltmeli ve sabırla çalışmaların sonucunu beklemelidir.

Çalışmaların sonucunu işçilerle paylaşmalı onlara neler başardıklarını göstermeli ve başarılarını ödüllendirerek teşvik etmelidir. İş görenler ise Kaizen’i yaşamlarının bir parçası olarak görmeli onu hayatlarının her alanında uygulamayı ilke edinmeli çabalarını esirgememelidirler. Örneğin yere düşen bir vidayı iş görenin üşenmeden yerden alması hem o vidanın kaybolmasını önleyecek yani maliyeti azaltacak hem de temizlik işçisinin harcadığı zamanı kısaltarak iş gücü kaybını önleyecektir. Tabi ki bu çok basit bir örnek olmakla beraber burada anlatılmak istenen tek bir vidanın durumu değil bir fabrikadaki tüm çalışma süresince onlarca işçi tarafından yaratılabilecek bir durumdur. Kaizen’in en büyük özelliklerinden biriside her birey tarafından ve her işletme tarafından uygulanabilir olmasıdır. Örneğin yeni bir yatırım gerçekten her işletmenin yapabileceği bir durum değildir; çünkü yeni bir yatırım genellikle yüklü maliyetleri de beraberinde getirir, buna da her işletmenin bütçesi genellikle yetmemektedir.

Kaizen de ise çok fazla kaynağa gerek yoktur her işletme tarafından az önce örneklediğimiz ufacık bir işte bile gerçekleştirilebilir. Tabi ki burada işletmelerin en çok düşündükleri soru şu olmaktadır: Kaizen’ile uğraşarak zaman harcayıp ufak ama sürekli gelişimler mi sağlayayım, yoksa büyük paralar harcayıp kısa zamanda büyük paralar mı kazanayım. Buradaki yanıt kesinlikle Kaizen olmalıdır, çünkü marjinal faydaya bakıldığında Kaizen’in daha fazla getiri sağladığı görülecektir. Teknolojinin her geçen gün büyük bir hızla ilerlediği ve değiştiği günümüzde yapılan her yeni yatırım kısa bir süre sonra eski ve de teknolojik duruma düşecektir. Sürekli yeni yatırım düşüncesinde olan işletmeler ise bu durumda sürekli mevcut sistemi yenisi ile değiştirmek durumunda kalacaktır. Özellikle günümüz piyasalarının bu sert ve çetin rekabet koşullarında hiç bir işletme elindeki kaynakları bu kadar rahat kullanamamaktadır.

Eğer bu işletmeler bir de Kaizen uygulamaları hakkında bilgisiz iseler bir süre sonra yeni yatırım da yapamadıklarından piyasada zor durumlara düşmektedirler; hem ürün kaliteleriyle hem de maliyetleriyle pazarda zorlanmaktadırlar. Burada Kaizen Yönetiminin tamamen yeni yatırım yapılmasına karşı olduğu da anlaşılmamalıdır. Aslında Kaizen ve yeni yatırım iç içe bir olgudur. Yani Kaizen’in bittiği yerde yeni yatırımlar başlamalı, yeni yatırımların bittiği yerde de Kaizen uygulamaları başlamalıdır. Bunun için de yapılacak tüm uygulamaların fayda-maliyet analizlerinin iyi bir şekilde yapılması, bu analizler sonucunda da hangi uygulamanın getirisinin daha maksimum olduğu saptanmalıdır. Bu maksimum durum öyle bir noktadadır ki bu noktada biri biterken diğeri başlar.

Fakat burada her zaman öncelik Kaizen’e verilmeli sabırla onun sonuçları izlenmeli, gerekli değerlendirmeler ayrıntılı bir şekilde yapıldıktan sonra yeni yatırım kararları verilmelidir. Maalesef ülkemizde henüz büyük işletmeler bile Kaizen bilincini ve Kaizen uygulamalarını yerine getirememektedirler. Ülkemizde Kaizen’i uygulayan işletmelerin sayısı onlarla sayılacak kadar azdır. Küçük ölçekli işletmelerin ise özellikle de kısıtlı imkanlarla hareket ederken Kaizen’i uygulayamamaları gerçekten büyük bir kayıptır. Çünkü ülke olarak hammadde de, teknolojide vs. dışarıya bağımlı olmamız bu tarz uygulamaların önemini daha da arttırmaktadır.

Kaizen’in tüm işletmelerce iyi bir şekilde uygulanması hem işletme kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılmasını, hem ürünlerin kalitesini, hem karlılığı, hem müşteri memnuniyetini, hem işçi-yönetici-işveren iletişimini ve memnuniyetini hem de ülke ekonomisini olumlu olarak etkilemektedir. Kaizen’in uygulanabilirliği ister hizmet sektöründe olsun, ister üretim sektöründe olsun isterse günlük yaşamımızda olsun bu kadar kolayken ve kazançları bu derece fazla iken toplumca yapmamız gereken Japon toplumunda olduğu gibi bu bilince varmak ve yaşamın her alanında Kaizen’i uygulayarak yaşamımıza, çalıştığımız işletmelere ve yurdumuza değer katmak olmalıdır.

13 Aralık 2010 Pazartesi

Sürekli Kişisel Gelişim: Kaizen Felsefesi

Japon kültürünün binlerce yıldır bir parçası olan Kaizen, Japonca ‘Kai’; ‘Değişim’ ve ‘Zen’ ; ‘İyi olmak’ kelimelerinden türemiştir. Birleştirilmiş haliyle ‘daha iyiye değişim’ olarak tanımlayabiliriz. Kaizen Japonya’nın ikinci dünya savaşı sonrasında gelişen ekonominisinde, yapı taşı olarak yer alan bir yönetim felsefesi olmasına karşın, ben Kaizen’i günlük yaşantımızda uygulayabileceğimiz küçük ve sürekli değişimlerle yaşam kalitenizi arttırmayı hedefleyen bir Japon Felsefesi olarak ele alacağım.


Yönetim sistemi olarak bakıldığında farklı uygulamarı da kapsayabilecek olan Kaizen’nin günlük hayat boyutunda, dayandığı temel öğe verimliliktir.

Kaizen sürekli ve küçük gelişimlerle verimliliğin arttırılması amacını taşır. Verimliliği arttırmak için kullanılan yöntemlerden biri tasarruftur. Ya da israfı önlemek. Örneğin, Japonların bisikleti sıklıkla kullandıkları ülkemizde bilinmektedir. Bu alışkanlığın özünde, zamandan ve enerjiden tasarruf yatar. Aynı şekilde özel otomobil ya da otobüsün yerine tren kullanımının çok daha yüksek oranda olmasının sebebi de aynı felsefenin uygulanıyor olmasından kaynaklanmaktadır.


İnsancıllaştırmak
Kaizen için yapabileceğimiz bir başka tanım ‘insancıllaştırmak’ olabilir. Kaizen insana aklını ve fiziksel yeteneklerini daha etkin kullanma yolunu gösterir. Şöyleki insanın doğasında sürekli daha iyi bir dünya içinde yaşama dürtüsü vardır. Hep daha iyi bir yaşam için çabalayıp dururuz. Sanırım bunun yolu da daha etkin bir birey olmaktan geçiyor. Kendimiz için kişisel gelişim hedefleri koyup, uygulamış olabiliriz. Kaizen bu uygulamanın devamlılığını, yani sürekli kişisel gelişimi uygulama yöntemidir. Hergün daha iyiye doğru bir adım atmak…

Plan Yapmak
Organize etmek ya da zamanı daha etkili kullanmak, verimliliği arttırmanın birbaşka yoludur. Eğer bir Japon tanıdığınız varsa, sürekli olarak bir yoğunluk içinde olduklarını bilirsiniz. Bunun sebebi günlük, aylık, yıllık, hatta gelecek yılki kış tatilinde gideceği yer için önceden plan yapan Japonların sayısı az olmasa gerek. Zamanı verimli ve etkili kullanmanın yolu düzenli olarak program yapmaktan geçmektedir.

Doğu tarzı değişim
Kaizen, batılı felsefelerin kökten değişimlerle kısa sürede sonuç elde etme yönteminin tamamen zıttı bir felsefedir. Kaizen, değişime odaklı, küçük adımlarla hayatın her bir noktasını sürekli olarak geliştirme esasına dayanır. Kaizen öğrenmeye odaklı bir hayat biçimini destekler. Sürekli kişisel gelişimin ve yaşam kalitenizin yükselmesi için üzerinde düşünebileceğiz uygulama alanlarına bir kaç örnek verebiliriz;

•üretim kaliteniz (örnekler, öğrenci için ödev ve projeler, ebeveyn için çocuğunuz)
•düşüncelerinizin kalitesi
•ilişkilerinizin kalitesi

Kaizen her kültüre uygulanabilir

“Kaizen felsefesinin başarısı, uygulama alanı Japon Kültürüne has bir yöntem olmaması, dolayısıyla farklı kültürlerde de rahatlıkla uygulanabilmesidir.”
Masaaki İmai, Kaizen Enstitüsü Kurucusu

Kaizen ini nasıl uygularım diyorsanız, bir kaç öneri;

•Sevmek: Sevmediğiniz alışkanlıklarınızı seveceğiniz alışkanlıklarla değiştirmeyi deneyebilir, ya da sevmediğin fakat size yararlı olacağını düşündüğünüz şeyleri denemeye, ya da sevmeye çalışabilirsiniz.

•Plan Yapmak: Eğer bugüne kadar yapmadıysanız, küçük çaplı plan yaparak zamanınızı daha etkin kullanmaya başlayabilirsiniz.

•Öğrenmek: Özellikle ilgi alanınızda yeni şeyler öğrenerek sürdürülebilir sürekli kişisel gelişimi uygulayabilirsiniz.


http://www.japonya.org/ web sitesinden alıntıdır

http://www.pargesoft.com/

14 Haziran 2010 Pazartesi

Microsoft Business Intellgence - About BI

Microsoft leads the industry in business intelligence solutions.


Microsoft business intelligence solutions are scalable and designed to evolve with your business. With continuous innovation since initial release, Microsoft business intelligence solutions are built on open, industry-wide standards – making integration with your other systems easier and less costly than the alternatives.

BI Benefits

Improve organizational effectiveness
Microsoft business intelligence enables you to create and manage information through an integrated system that includes core business productivity features, such as collaboration tools, search capabilities, and content management. The workplace becomes highly efficient, resulting in cost savings and low total cost of ownership (TCO).

BI In Action

Accurate, integrated data empowers success at Northumbria University
Stakeholders at Northumbria University use Microsoft Business Intelligence solutions to gain access to near real-time, streaming reports to support effective decision-making.

"Within one year the team was able to launch the full decision support system, a user friendly web-based portal, called Northumbria World. It includes dashboards, scorecards, KPIs and advanced drill-down capabilities. We almost surprised ourselves with the rather quick and smooth implementation process -- it really exceeded expectations every step of the way." Eugene McCrossan, Financial Planning Director for Northumbria

Enable IT efficiency while reducing costs

With Microsoft business intelligence, you can cut costs and reduce complexity by leveraging existing IT investments to extend the reach of technology you already own.

Because Microsoft Excel, SQL Server and SharePoint are integrated and inter-operable, you can rely on your existing IT resources and skill sets for faster implementation and lower total cost of ownership.

Conceptus Achieves Effective, Integrated Solution at Half the Cost
Conceptus deployed Microsoft business intelligence solutions to achieve increased visibility into key data and trends at half the cost of a competitor.

"By choosing Microsoft, we gained an effective BI solution at half the cost of an alternative. We were able to use our existing CRM and ERP systems and our existing data warehouse for building the OLAP cubes." Jeff Letasse, Vice President of Information Technology and Business Systems

http://www.pargesoft.com/ Microsoft Business Intelligence Partner

19 Ocak 2010 Salı

Önemli Endüstri Mühendisliği Terim ve Kavramları

Endüstri mühendisliği kavramlarının ve teorilerini hem kendim için toparlamak, hemde güncel hayatta da çok fazla duyulan terimleri sizlerle paylaşmak istedim,aman aman bir tecrübem yok ama her fabrikada bu teorilere bire bir bağlı kalındığını söyleyemeyeceğim,yaptıkları işe göre onları ilgilendiren veya en fazla etkileyen kısımlara odaklanılmakta.Teori ve pratik ilişkisini doğru anlamak, sorgulama sürecinde yanılgılardan sakınmak ve mesleğimizi doğru biçimde yapmak için birinci şart. Evet Kaizen’den başlayıp teori bilgilerimi paylaşacağım.



KAİZEN (MASAAKİ İMAİ) = SÜREKLİ GELİŞME
KAİZEN stratejisi, Japon yönetiminde başlı başına en önemli kavramdır ve Japonya’nın rekabetteki başarısının anahtarıdır. KAİZEN iyileştirme demektir. Dahası KAİZEN, iş, ev, özel ve sosyal yaşamdaki sürekli iyileştirme faaliyetleridir.Daha fazla bilgiyi www.kaizen.gen.tr den bulabilirsiniz.

Bir iş yerinde uygulandığında, KAİZEN yöneticiler ve işçiler dahil olmak üzere herkesi içeren sürekli iyileştirmelerdir.Kaliteyi neyin oluşturduğu konusunda çok az görüşbirliği vardır. En geniş anlamda iyileştirilebilecek her şey kalitedir. “Kalite”den bahsedildiğinde bunu ürün kalitesi olarak değerlendirme eğilimi vardır. KAİZEN stratejisi içinde düşünüldüğünde, en başta gelen “insan kalitesi”dir.

Bir işin üç yapıtaşı hardware (donanım), software (uygulama kuralları) ve humanware’dir (insan). Ancak humanware yerine oturduğunda hardware ve software’den bahsedilebilir

Başarılı bir KAİZEN stratejisi, yönetimin görevinin standartları iyileştirmek, işçinin sorumluluğunun ise, standartları korumak olduğunu belirtir. Japonların yönetim anlayışı “standartları korumak ve iyileştirmek”tir.Detayları ise www.kaizen.gen.tr den bulabilirsiniz.

PUKÖ DÖNGÜSÜ
PUKÖ döngüsü - Planla, Uygula, Kontrol et, Önlem al- Deming döngüsünün bir adaptasyonudur. Deming döngüsü araştırma, tasarım, üretim ve satış sonrasında sabit bir etkileşim ihtiyacını vurgular. PUKÖ döngüsü ise bütün yönetim faaliyetlerinin “Planla, Uygula, Kontrol et, Önlem al” sisteminin dikkatli uygulanmasıyla iyileştirilebileceğini öngörür.


SUKÖ DÖNGÜSÜ ( Standartlaştır, Uygula, Kontrol et, Önlem al)
PUKÖ döngüsünün sadeleştirilmiş şeklidir. Yönetim, düzenli PUKÖ uygulamasından önce standartları belirlemelidir.

KK ÇEMBERLERİ
İşyerlerinde kalite kontrol faaliyetlerini gönüllü olarak gerçekleştiren, devamlı olarak firma çapında kalite kontrol , özgelişim, müşterek eğitim, akış kontrolu ve iyileştirme programlarını yürüten küçük gruplardır.

TKK (Toplam Kalite Kontrol)
Bir kuruluşta her düzeyde performansın iyileştirilmesine yönelik, tamamiyle entegre olmuş çabalarla, yöneticiden işçiye kadar herkesi kapsayan, düzenli KAİZEN faaliyetleridir. Bu gelişmiş performans kalite, maliyet, termin, insan gücü geliştirme ve yeni ürün geliştirme gibi fonksiyonlar arası hedefleri gerçekleştirmeye yöneliktir. Bu faaliyetlerle müşterilerin tatmininin artacağı düşünülmektedir.

KANBAN
Kanban Toyota’da Taiichi Ohno tarafından geliştirilmiş olan ve tam anında üretim ile envanter kontrol sistemlerinde kullanılan bir iletişim aracıdır. Üretilen parçaların üstüne, teslim edilen miktarın belirtildiği bir kamban veya kart konur. Tüm parçalar kullanıldığında, aynı kart işleme konulduğu ilk noktaya döner ve sonraki talebi oluşturur.

TAM ANINDA (Just-in-Time)
Toyota üretim sisteminin bir parçası olan üretim ve envanter kontrol tekniğidir. Toyota’da Taiichi Ohno tarafından, özellikle üretimde israfı önlemek üzere tasarlanmış ve geliştirilmiştir.

Etkinlik:İşletme ölçülerinin ekstrem ölçülerle uyumudur.İşletmenin standartlarından aşağıda kalmaması gerekir.Etkinlik planlanan hedeflere en az çaba ve kaynaklarla ulaşabilmektir.Bir işletmenin etkili olması yetmez,etkin olması da istenir.Yani rakiplerinin veya dış çevrenin sahip olduğu standartlara en az çabayla ulaşabilen işletme etkili ve etkindir.

Üretkenlik:İşletmenin tüm olanklarını kullanarak gerçekleştirceği üretim miktarıdır.Örneğin;işletmenin bir aylık üretimi işletmenin bir aylık üretkenliğidir.

Verimlilik:İşletmenin çıktılarının girdilerine oranıdır.

ISO 9000: ISO 9000 Standartlar Serisi işletmenin koşullarına uygun bir kalite güvence sistemi geliştirmesinde ve bir başka organizasyonun Kalite güvence Sisteminin değerlendirilmesinde esas olarak kullanılabilecek bir modeldir.

İş Etüdü:Verimliliği artırmak amacıyla geliştirilmiştir,sürekli olarak ve her teknolojik düzeyde,mevcut işlemlerin,süreçlerin ve yöntemlerin etkenliğini artırmak amacıyla kullanılan en önemli tekniklerden biridir.

MRP:Üretimin verimliliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla, ihtiyaç duyulan anda, ihtiyaç duyulan yerde, ihtiyaç duyulan miktarda malzemenin bulundurulması için geliştirilmiş planlama tekniğidir.

Ergonomi:İnsanın biyolojik,psikolojik özelliklerini gö zönünde bulundurarak İNSAN-MAKİNE-ÇEVRE uyumunun doğal ve teknolojik kurallarını araştıran,disiplinlerarası araştırma,geliştirme çalışmaları topluluğu olarak tanımlanabilir.

5 S:
1. SEIRI(Sınıflandırma)
2. SEITON(Düzenleme)
3. SEISO(Temizlik)
4. SEIKETSU(Standartlaştırma)
5. SHITSUKE(Eğitim)

5 Japonca kelimenin baş harflerinden oluşmuştur.sistemi işyerini organize ve standardize eden sistematik bir yaklaşımdır.5 S güvenliğin arttırılmasına,iyileştirilmiş iş akışının sağlanmasına,daha iyi ürün kalitesinin elde edilmesine,stok savurganlığının önlenmesine ve çalışma alanımzdai kontrol ettiklerimiz hakkında verimliliğimizin artmasına yardımcı olur.

Kaynak: alialtugkoca.com/  Erkan OKUR'un katkılarıyla

http://www.pargesoft.com/ Microsoft Dynamics ERP Global Partner

27 Ekim 2009 Salı

Kaizen Felsefesi - ERP ve MRP

Kaizen Felsefesi
İşletmelerde ufak ufak ama sürekli gelişimi ve iyileştirmeleri ilke olarak edinen KAİZEN bir Japon felsefesi olup, Japonlar tarafından yaşamlarının her alanında uygulanmaktadır. Batı ülkelerinde KAİZEN’in önemi ancak rekabetin yoğun bir şekilde arttığı (ufacık bir ekonomik, teknik vs. gelişimin bile bir işletmeyi diğer işletmelerin çok önüne taşıdığı) yakın dönemde anlaşılmıştır. KAİZEN'i tam olarak anlayabilmek için ancak Japonların gözünden bakmak ve onların yaşam mantalitesiyle olaylara bakmak gerekir çünkü KAİZEN Japonya’da hayatın her alanındadır.

KAİZEN’i dar anlamda tanımlamak gerekirse mevcut sistemdeki veya durumdaki aksaklıkların saptanarak düzeltilmesi, mevcut durumu kökten değiştirmek yerine (yani yeni bir yatırıma gitmek yerine) eldeki sistemin ne şekilde iyileştirilebilineceğinin araştırılarak ufak ufak adımlarla sistemde düzeltmelerin iyileştirmelerin yapılmasıdır. KAİZEN’ e göre mevcut sistemde her zaman geliştirilecek ve iyileştirilebilecek durumlar muhakkak vardır. KAİZEN’in yeni bir yatırımdan ayıran en büyük fark çok fazla kaynak gerektirmemesidir. Fakat yeni yapılan bir yatırımda istenilen sonuca ulaşmak kısa zamanda mümkün olabilirken, KAİZEN’de istenilen sonuca ulaşmak biraz zaman alabilir.

Bu açıdan KAİZEN’i uygulayacak yöneticilerin sonuç odaklı değil süreç odaklı yöneticiler olması gerekir aksi durumda gerekli sabrı gösteremeyecekler ve KAİZEN’in sonuçlarını göremeden uygulamaları başarısızlığa sürükleyeceklerdir. KAİZEN bir kişinin başarabileceği bir sistem değildir. KAİZEN’in uygulanmasında başarıya ulaşabilmek için hem yöneticiler hem de iş görenlerin el birliği ile çalışmaları yürütmesi ve birbirlerine destek olması gerekir. KAİZEN’in asıl uygulayıcıları iş görenler olmakla birlikte başarıya ulaşabilmesinin en önemli öğesi yöneticilerdir. Çünkü yöneticiler çalışanları KAİZEN konusunda bilgilendirmeli, onları çalışmaların sonucuna inandırmalı, hedefe yöneltmeli ve sabırla çalışmaların sonucunu beklemelidir.


Çalışmaların sonucunu işçilerle paylaşmalı onlara neler başardıklarını göstermeli ve başarılarını ödüllendirerek teşvik etmelidir. İş görenler ise KAİZEN’i yaşamlarının bir parçası olarak görmeli onu hayatlarının her alanında uygulamayı ilke edinmeli çabalarını esirgememelidirler. Örneğin yere düşen bir vidayı iş görenin üşenmeden yerden alması hem o vidanın kaybolmasını önleyecek yani maliyeti azaltacak hem de temizlik işçisinin harcadığı zamanı kısaltarak iş gücü kaybını önleyecektir. Tabi ki bu çok basit bir örnek olmakla beraber burada anlatılmak istenen tek bir vidanın durumu değil bir fabrikadaki tüm çalışma süresince onlarca işçi tarafından yaratılabilecek bir durumdur. KAİZEN’in en büyük özelliklerinden biriside her birey tarafından ve her işletme tarafından uygulanabilir olmasıdır. Örneğin yeni bir yatırım gerçekten her işletmenin yapabileceği bir durum değildir; çünkü yeni bir yatırım genellikle yüklü maliyetleri de beraberinde getirir, buna da her işletmenin bütçesi genellikle yetmemektedir.

KAİZEN’de ise çok fazla kaynağa gerek yoktur her işletme tarafından az önce örneklediğimiz ufacık bir işte bile gerçekleştirilebilir. Tabi ki burada işletmelerin en çok düşündükleri soru şu olmaktadır: KAİZEN ile uğraşarak zaman harcayıp ufak ama sürekli gelişimler mi sağlayayım, yoksa büyük paralar harcayıp kısa zamanda büyük paralar mı kazanayım. Buradaki yanıt kesinlikle KAİZEN olmalıdır, çünkü marjinal faydaya bakıldığında KAİZEN’in daha fazla getiri sağladığı görülecektir. Teknolojinin her geçen gün büyük bir hızla ilerlediği ve değiştiği günümüzde yapılan her yeni yatırım kısa bir süre sonra eski ve de teknolojik duruma düşecektir. Sürekli yeni yatırım düşüncesinde olan işletmeler ise bu durumda sürekli mevcut sistemi yenisi ile değiştirmek durumunda kalacaktır. Özellikle günümüz piyasalarının bu sert ve çetin rekabet koşullarında hiç bir işletme elindeki kaynakları bu kadar rahat kullanamamaktadır.

Eğer bu işletmeler bir de KAİZEN uygulamaları hakkında bilgisiz iseler bir süre sonra yeni yatırım da yapamadıklarından piyasada zor durumlara düşmektedirler; hem ürün kaliteleriyle hem de maliyetleriyle pazarda zorlanmaktadırlar. Burada KAİZEN Yönetiminin tamamen yeni yatırım yapılmasına karşı olduğu da anlaşılmamalıdır. Aslında KAİZEN ve yeni yatırım iç içe bir olgudur. Yani KAİZEN’in bittiği yerde yeni yatırımlar başlamalı, yeni yatırımların bittiği yerde de KAİZEN uygulamaları başlamalıdır. Bunun için de yapılacak tüm uygulamaların fayda-maliyet analizlerinin iyi bir şekilde yapılması, bu analizler sonucunda da hangi uygulamanın getirisinin daha maksimum olduğu saptanmalıdır. Bu maksimum durum öyle bir noktadadır ki bu noktada biri biterken diğeri başlar.

Fakat burada her zaman öncelik KAİZEN’e verilmeli sabırla onun sonuçları izlenmeli, gerekli değerlendirmeler ayrıntılı bir şekilde yapıldıktan sonra yeni yatırım kararları verilmelidir. Maalesef ülkemizde henüz büyük işletmeler bile KAİZEN bilincini ve KAİZEN uygulamalarını yerine getirememektedirler. Ülkemizde KAİZEN’i uygulayan işletmelerin sayısı onlarla sayılacak kadar azdır. Küçük ölçekli işletmelerin ise özellikle de kısıtlı imkanlarla hareket ederken KAİZEN’i uygulayamamaları gerçekten büyük bir kayıptır. Çünkü ülke olarak hammadde de, teknolojide vs. dışarıya bağımlı olmamız bu tarz uygulamaların önemini daha da arttırmaktadır.

KAİZEN’in tüm işletmelerce iyi bir şekilde uygulanması hem işletme kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılmasını, hem ürünlerin kalitesini, hem karlılığı, hem müşteri memnuniyetini, hem işçi-yönetici-işveren iletişimini ve memnuniyetini hem de ülke ekonomisini olumlu olarak etkilemektedir. KAİZEN’in uygulanabilirliği ister hizmet sektöründe olsun, ister üretim sektöründe olsun isterse günlük yaşamımızda olsun bu kadar kolayken ve kazançları bu derece fazla iken toplumca yapmamız gereken Japon toplumunda olduğu gibi bu bilince varmak ve yaşamın her alanında KAİZEN'i uygulayarak yaşamımıza, çalıştığımız işletmelere ve yurdumuza değer katmak olmalıdır.


BUMERANG