Üretim Kaynak Planlama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Üretim Kaynak Planlama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Kasım 2012 Pazartesi

ERP SİSTEMİNİN MODÜLLERİ

Üretim Takip Modülü
Üretim planlarının oluşturulması, gerçekleşen üretim verilerinin saklanması ve tüm bu süreçlerdeki faaliyetlerin sürekliliğinin sağlanmasında hızlı, etkin ve otomatik sonuçlar üreten bir modüldür. Özellikle, sisteme anaverilerin girilmesi ve üretim modellerinin işlenmesiyle, geriye sadece gerçekleşen ve planlanan verilerin karşılaştırılması kalmaktadır. ERP sistemi, kendisi programlandığı şekilde, bize istediğimiz verileri istediğimiz arama ve sıralama kriterine göre raporlama imkanı ve avantajı sunmaktadır. Özellikle işlemlerdeki ve hesaplamalardaki olası insan hatalarını ortadan kaldırmaktadır.

Satınalma Modülü
Satınalma ile ilgili tüm veriler, bu modülde tutulur. Satınalma bilgilerinden, satınalma şartnamelerine, ürün özelliklerine, tekliflerden siparişlere, sözleşmelerden uygulamalara ve satınalma tedariklerine kadar tüm faaliyetler, bu modül sayesinde otomatik, hızlı, güvenilir ve kayıp-kaçaklara yol açmadan gerçekleştirilebilmektedir. Aynı zamanda tedarikçilere ait değerlendirmeler, tedarik süreleri ve tedarik zincirindeki unsurlar, bu modül ile takip edilebilmektedir.

Malzeme Yönetimi ModülüÖzellikle BOM (Bills Of Materials) verilerinin oluşturulmasında, satınalma kararlarındaki miktar verilerinin sağlıklı şekilde elde edilmesinde, depolama, envanter kayıtlarının tutulmasında ve takip edilmesinde çok önemli izlenebilirlik avantajları sunmaktadır.
Kalite Kontrol Modülü
Üretilen ürünlerin, belirlenen kalite koşullarının sağlandığının veya sağlanmadığının kontrolü için kalite şartlarının kontrol edildiği, sistemin tüm kontrol kayıtlarını sakladığı ve kalite verileri ile sonuçlarının ürettildiği modüldür. Özellikle bir ürünün üretilmesine yönelik olarak, o ürünün izlenebilirliğinin ve kalite verilerinin, saklanmasında önemli rol oynar. Geriye doğru bilgiye ulaşılmasında çok önemli kolaylıklar ve avantajlar sunar.

Satış ve Dağıtım Yönetimi ModülüÖzellikle satışların gerçekleştirilmesindeki sipariş verilerinin takip edilmesinde, sevkiyat planlamasında, dağıtım kanallarının takip edilmesinde, satışların zamanında, istenilen şekilde gerçekleştirilmesinde, dağıtımı yapılan ürünlerin izlenmesinde ve geriye çağırma faaliyetlerinde çok önemli kazançlar sunmaktadır. Özellikle satışı yapılan ürünün, artık işletmenin malı olmamasına karşın, ürünün izlenebilirliğinin sağlanmasında ve geriye çağırma durumunda tüm satış verilerine otomatik olarak erişebilmede, zaman, kalite ve diğer unsurlar açısından çok önemli katkılar sunmaktadır.

Finans ModülüÖzellikle işletmelerin finansal altyapılarına ait tüm finansal verilerin takip edilmesinde, kayıtların sürekli ve güncel olarak tutulmasında, yatırım kararlarındaki faaliyetlerde, kısa, orta ve uzun vadedeki finansal ihtiyaçlarda, ödeme planlarında çok önemli kazançlar sunmaktadır.

Genel Muhesebe ModülüMuhasebe ile ilgili kayıtların, müşteri veritabanı bilgilerinin, ödeme planlarının, alacakları ve tahsilatların, çeklerin ve diğer genel muhasebe uygulamalarının tamamını kapsamaktadır. Personelin alacakları, bordro işlemleri ve diğer muhasebe kayıtlarının tamamı, bu modül altında saklanmaktadır.

İnsan Kaynakları Modülü
Personelin kariyerine ait, eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesinde, eğitim planlarının oluşturulmasında, eğitim kayıtlarının saklanmasında, işe alımlarda kriterlerin belirlenmesinde, işe alım sürecindeki mülakat sonuçlarının ve tüm CV’lerin tutulmasında, etkin olarak kullanılabilen bir modüldür. Özellikle insan kaynaklarının sürekli olarak geliştirilmesinde, yetkinliklerin belirlenmesinde ve tüm bu süreçlerle ilgili verilerin kayıt altında olmasında, son derece önemli kolaylıklar sağlamaktadır.

Bu modüllere ilave olarak; Bütçe, Müşteri ilişkileri (CRM), Teknik Servis ve firmaların temel ihtiyaçlarına özel geliştirilen özel modüllerde bulunmaktadır.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Üretim Planlamada Talep Tahmini


Üretim planlamasında, planlama öncesinde ön planlama çalışmaları yer alır. Ön planlama aşamasındaki çalışmalar olmadan güvenilir bir üretim planı yapmak olanaksızdır.

Talep tahmini ve kapasite planlaması da ön planlamanın ana unsurlarıdır. Burada bir tanım yapmak gerekirse; gelecekteki bir zaman süresi için bir veya çeşitli mamuller bazında talep düzeyini tespit etme çalışmalarına talep tahmini denir.

Üretilmesi düşünülen mala ne kadar talep olacağı bilinmeden herhangi bir planlamaya girişilmez. Çünkü bu planlamaya göre hammadde, yedek parça, yarı mamul, makine, insan gücü ve yatırım ihtiyaçlarının saptaması yapılacaktır.

İşletme organizasyonunun çeşitli üniteleri talep tahminlerine farklı açıdan bakarlar. Orta büyüklükteki bir imalat firmasında talep tahminlerinin satış veya pazarlama departmanının başlıca görevi olduğu söylenebilir. Ancak sonuçları kullanma açısından ÜPK’nın konuyla ilgisinin daha fazla olduğu söylenebilir. Bununla birlikte pek çok işletme için geçerli sayılabilecek şöyle bir paylaştırma yapmak mümkündür.

Faaliyet                                                                                 Sorumlu Departman
1.      Talep tahmininin yapılması                                                        Satış
2.      Üretim planında veri olarak kullanılması                                    ÜPK
3.      Gerçek değerle satışlar arasındaki                                            ÜPK   
Sapmaların tespiti                                                           
4.      Sapmaların nedeninin araştırılması                                            Satış               
5.      Düzeltmelerin yapılması                                                           Satış
6.      Düzeltmelerin üretim planlarına yansıtılması                               ÜPK

Talep tahminlerini, zaman aralığı, kullanma amacı, mamul cinsi, hesaplama tekniği gibi çeşitli kriterlere göre sınıflandırmak mümkündür. Bunların içinden en fazla rastlanan sınıflandırma tahminlerin kapsadığı zaman aralığına göre yapılanlardır.

Zaman aralığına göre tahminler dörde ayrılır:

1.      Çok Kısa Vadeli Tahminler : Günlük veya haftalık yapılırlar. Parça, malzeme ve mamul stoklarının kontrolü veya montaj hattı iş programlarının hazırlanması amacı ile yapılırlar. Daha çok işletme içi verilerden yararlanılır.

2.      Kısa Vadeli Tahminler: En uygun imalat parti hacimlerinin tedarik zamanlarını ve sipariş büyüklüğünün saptanmasına yöneliktir. Genellikle üç veya altı aylık süreleri kapsar.

3.      Orta vadeli Tahminler: Tedarik süresi belirsiz veya uzun olan malzeme alımlarının üretim prosesi karmaşık mamullere ait imalat faaliyetlerinin, mevsimsel dalgalanma gösteren mamul stoklarının planlanmasından oluşur. Altı ay ile beş yıl arasındadır.

4.      Uzun Vadeli Tahminler: Tesislerin genişletilmesi, yeni makinaların alınması gibi yatırım planlamasını ilgilendiren konulara veri sağlama amacını taşırlar. Beş yıl veya daha uzun süreler için yapılırlar.

Talep tahmininin kapsadığı zaman aralığı büyüdükçe sonucu etkileyen faktörlerin sayısı artar ve bunlar arasındaki ilişkiler gittikçe karmaşık bir hal alır. Doğru bir tahmin için her detayı önemsemek gerekir. Buna karşılık vade kısaldıkça tahminlerin gerçeğe uygunluk derecesi önem kazanır.

Tüketiciden talep gelmeye başladığı andan itibaren mamulün istenen teslim zamanına kadar geçen sürenin uzunluğu talep tahmin ihtiyacını ortaya çıkarır. Tüketici ihtiyaçlarını zamanında karşılamak için stoklamaya gidilmesi de talep tahmininin önemini bir kat daha artırır. Sipariş üretimi yapan fabrikalarda geleceğe ait tahminlere pek ihtiyaç yoktur.

İmalat işletmelerinde olabilecek talep tahmin çalışmaları tahminerine göre şöyle gruplanır.
a)      Yeni mamul talep araştırmaları
b)      Endüstri dalına ilişkin talep araştırmaları
c)      Fabrikalar grubuna ait talep araştırmaları
d)     İşletmenin geleceğine ait toplam talep tahminleri
e)      Bir mamul grubuna ait talep tahminleri
f)       Belirli bir mamul için yapılan talep araştırmaları

2.2.  TALEP TAHMİN PRENSİPLERİ

Talep tahmininde göz önüne alınması gereken bazı prensipler vardır. Bunların başlıcaları şunlardır:
1)      Büyük gruplar (miktar veya çeşit) için yapılan tahminler daha duyarlıdır.
2)      Tahminlerin kapsadığı zaman aralığı kısaldıkça duyarlılık artar.
3)      Her tahminin kabul edilen bir hata oranı olmalıdır.
4)      Herhangi bir talep tahmin metodunu uygulamaya geçirmeden önce metot denenmelidir.

Talep Tahmininde Yapılacak İşler
1)      Tahmin için gerekli bilgiler hazırlanır, veriler toplanır.
2)      Talep tahmin periyodu tespit edilir.
3)      Tahmin metodu seçilir ve hata hesabı yapılır.
4)      Tahmin sonuçlarının geçerliliği araştırılır.

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Tedarik Zincirinde Karşılaşılan Problemler ve Uygulanabilecek İyileştirmeler


Yöneticiler her geçen gün kendilerini, müşterilerin artan talepleri ile aksi yönde bulunan işletmenin kar ve büyüme ihtiyaçlarını dengeleyen bir konumda bulmaktadır. Birçoğu, söz konusu dengeyi sağlayabileceklerini ve de tedarik zinciri yönetimini stratejik bir değişken olarak kullanarak kar sağlayabilecek bir büyümeye ulaşabileceklerini fark etmiştir.

Öncelikle, tedarik zinciri bir bütün olarak; yani, ürünlerin, hizmetlerin ve tedarikçilerin tedarikçilerinden ve müşterilerinin müşterilerinden gelen bilgi akışı yönetiminde görev alan tüm bağlantılar şeklinde algılanmalıdır. İkinci olarak, yöneticiler somut gelirler amaçlamaktadır, ve gelirlerin büyümesi, olanakların kullanımı, ve maliyet azaltılması üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Yöneticiler, şirkete geleneksel bakışı ve ayrık fonksiyonel varlıklar oldukları için bileşenlerini reddederek, başarının müşterilere değer oluşturmak için faaliyetlerin tedarik zinciri boyunca ne kadar iyi kullanıldığına bağlı olduğunun bilincine varmaktadır.

Kâr getiren büyümeleri sağlayan başarılı girişimlerin birkaç ortak yönü vardır: Bunlar tipik olarak stratejik ve taktik değişimleri birleştiren büyük çabalardır. Bu girişimler ayrıca, elde edilen iyileşmenin tümü tedarik zincirinin kısımlarının toplamından büyük olacak şekilde tedarik zincirini kapsayan bir bakış açısıyla ele alarak ve çabaları yönlendirerek holistik bir yaklaşım sergiler. Başarısız çabalar tutarlı bir profili olduğu izlenimini verir. Bunlar fonksiyonel olarak tanımlanmış ve dar bir noktaya odaklanmıştır, ayrıca taşıyıcı bir yapıdan yoksundur.

Koordinasyonsuz değişim faaliyetleri her bir bölüm ve fonksiyonda ortaya çıkar ve şirketi birçok girişim nedeniyle başarısızlığa sürükler. Bu başarısızlığın kaynağı bazen yönetimin, neyin onarılması gerektiğini belirtmedeki güçlüğüdür. Asıl konu; birden fazla, karmaşık bir şekilde çalışan (hem içteki, hem de dıştaki) hareketi aynı yönde yürütebilecek bir tedarik zinciri dönüşüm planının nasıl geliştirilip uygulanabileceğidir. Yöneticilerin ne şekilde çalışmaları gerektiğine karar vermelerine yardım etmek amacıyla, en başarılı yöneticiler tarafından gerçekleştirilen tedarik zinciri girişimleri incelenmiş ve tecrübelerinden tedarik zincirinin yedi ilkesi çıkarılmıştır. Söz konusu ilkelere sadık kalınması, müşteri hizmetleri ile kâr getirecek büyüme arasındaki çatışmayı dengeleyecektir.

Müşterilerin ne istediğinin ve bu isteklerin daha çabuk, daha ucuz ve daha iyi bir şekilde karşılanması için tedarik zinciri çerçevesinde çabaların ne şekilde koordine edilmesi gerektiğinin belirtilmesiyle, işletmeler hem müşteri tatminini hem de kendi finansal performanslarını artıracaktır. Fakat bu dengenin sağlanması ve devam ettirilmesi kolay değildir. Her bir işletme, tedarik zinciri stratejisiyle bu yedi ilkeyi kendi durumuna en uygun şekilde bütünleştirmelidir.


Tedarik Zinciri Yönetiminin Yedi İlkesi
1. İlke: Farklı grupların servis ihtiyaçlarına dayanan müşteriler gruplara ayrılmalı ve tedarik zinciri bu gruplara hizmet vermek üzere adapte edilmelidir. Bu ayrımlar ile, daha önce de müşteriler endüstri kolu, ürün veya ticaret kanalı bakımından gruplara ayırmış ve ardından da gruplar içinde ve arasında maliyetleri ve kârlılığının ortalamasını alarak onlara hizmet vermek için bir yaklaşım izlemiştir. Sonuçta tipik olarak işletmelerin hizmet tekliflerine müşterilerin verdiği değer tam olarak anlaşılmamıştır. Ancak, müşterilerin belirgin ihtiyaçları bakımından gruplara ayrılması, işletmeyi çeşitli grupların ihtiyaçlarına cevap veren bir hizmet portföyü geliştirmek üzere donatır.

Raporlar ve endüstri araştırmaları, gruplara ayırmanın temel kriterlerinin belirlenmesi için araçlar olmuştur. Bugün, ilerlemeci yöneticiler müşteri seçimlerini ölçmek ve her bir grubun marjinal kârlılığını öngörebilmek için bütünleşik analizler gibi bu tür ileri analitik tekniklere geri dönmektedir. İşletme, tedarik zinciri programlarından meydana gelen bir mönü oluşturmak için disiplinli ve fonksiyonlar arası bir proses uygulamalı ve herkes için olan temel servislerle belirli gruplarla en çok ilgili olan mönüdeki servisleri birleştiren gruplara özel servis paketleri oluşturmalıdır. Hedef, karlılığı maksimize etmek için gerekli gruplara ayırma ve çeşitlilik derecesini bulmaktır.

Elbette ki, müşteri ihtiyaç ve tercihleri her şey değildir. Servis paketleri bir kâr getirmelidir ve birçok işletme ise olası kârlılığı ölçmek üzere müşterilerinin ve kendilerinin maliyetleri hakkında yeterli bir finansal anlayıştan yoksundur. Hangi müşterilere hizmet verilmesinin en kârlı olacağı, hangilerinin en uzun süreli kârlılığı üreteceği, veya hangisiyle çalışılması gerektiği bilinmemektedir. Bu bilgi, hesapları hizmet paketleriyle eşleştirmek için önemli bir bilgidir, hacimce veya fiyatça artışların bir kombinasyonu vasıtasıyla arttırılan gelirlere dönüştürülebilir.

İşletmeler maliyetlerini sadece faaliyet seviyesinde anlayarak ve bu anlayışı devlet hazinesiyle ilgili kontrolleri güçlendirerek müşterilere kârlı bir şekilde değer ulaştırabilir mi? “Başarılı” bir besin üreticisi satıcılar tarafından yönetilen envanterlerini tüm müşteri gruplarına pazarlamış ve satışlarını arttırmıştır. Fakat, faaliyet tabanlı maliyet analizleri bir grubun işleme sınırı bazında olay başına 9 sent kaybettiğini ortaya çıkarmıştır. Birçok işletmenin yatırımlarını belirli bir müşteri ilişkisine dayama seçeneği bulunur. İşletmelerin bunu yapmak için, yatırımlarının makul bir miktarla geri dönmesi ve kaynakların en kârlı şekilde tahsisini garanti etmek için kısımların kârlılığını, alternatif hizmet paketlerinin maliyet ve faydalarını da analiz etmelidir. Birçok işletmenin, hizmet ile kârlılık arasındaki uygun dengeyi muhafaza etmesi için varolan imkanları sermayeye çevirmek ve müşteri etkisini maksimize etmek için düzenlenen programları sıraya koyarak öncelikler belirlemesi gerekir.


2. İlke: Lojistik ağı, hizmet ihtiyaçları ve müşteri gruplarının kârlılığına göre uyarlanmalıdır. İşletmeler lojistik ağı tasarımında envanter, depo ve nakliye faaliyetlerinin organizasyonunda tek bir standart sağlamak için değişmez bir yaklaşım sergilemiştir. Bazıları için lojistik ağı tüm müşterilerin ortalama servis ihtiyaçlarını karşılamak için, diğerleri için ise tek bir müşteri grubunun en zor ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmıştır.

Her iki yaklaşım da üstün niteliklerin kullanımına ulaşamaz ve mükemmel bir tedarik zinciri yönetimi için gerekli olan gruba özel lojistik için yeterli olmamaktadır. Birçok endüstri kolunda, özellikle kağıt endüstrilerinde bireysel lojistik ihtiyaçlarını karşılamak için dağıtım mallarının düzenlenmesi, bir üretici için tanıtılmamış olan asıl ürünlere göre daha büyük bir tanıtım kaynağıdır.

Bir kağıt işletmesi, temel iki grupta farklı müşteri hizmet istekleri bulmuştur. Bu gruplar uzun temin sürelerine sahip büyük yayınevleri ile 24 saat içerisinde teslimata ihtiyaç duyan küçük yerel basımevleridir. Üretici her iki gruba da hizmet verebilmek ve kâr getirecek büyümeye erişmek için, üç adet tam kapasite stok yapan dağıtım merkezi ile yerel basımevlerinin yakınına yerleştirilen sadece hızlı taşınan kalemleri depolayan 46 adet çabuk cevap verebilen çapraz yükleme platformu bulunduran çok seviyeli bir lojistik ağı tasarlamıştır. İyileştirilen mal ve gelir dönüşü kanıtlanabilir bir şekilde, çabuk cevap veren merkezleri ve nakliye faaliyetleri yönetiminin dış kaynakları tarafından desteklenen yeni envanter dağıtım stratejisine bağlı bulunmaktadır.

Bu örnek, gruba özgü hizmetlerin temel özelliklerini belirtmektedir. Lojistik ağı üçüncü parti lojistik sağlayıcıları ile olan birleşmeleri de kapsayarak daha kompleks, ve geleneksel ağa göre mutlaka daha esnek olacaktır. Sonuç olarak, depoların görevi, sayısı, yeri ve mülkiyet yapısındaki köklü değişiklikler gereklidir. Ağın, akış dağıtımını yönetebilecek gerçek zaman karar destek araçları ile nakliyat yönetimine olan daha fazla zaman duyarlı yaklaşımlar tarafından mümkün kılınacak daha sağlam lojistik planlamasına gereksinimi bulunur.

Lojistikle ilgili bazı daha az gelenekçi düşünceler dahi, ortak müşterilerin ve benzer yerel yaklaşımların gereksiz ağlarla sonuçlandığı bazı endüstri kollarında ortaya çıkmaktadır. Üçüncü parti mülkiyeti altında hem tamamlayıcı hem de rekabet eden firmalar için lojistiğin birleştirilmesi düşük maliyetli endüstri çapında bir çözüm sağlayabilir. Besin ve paketlenmiş mal endüstrileri üçüncü parti sağlayıcılarla etkili katılımlarla, her bir durum için lojistik maliyetlerini %42 kısabilir ve lojistik mallarını endüstri içerisinde birleştirerek sistemdeki toplam gün sayısını %73 azaltabilir.


3. İlke: Tutarlı tahminler ile optimal kaynak tahsisi garanti edilerek pazar işaretleri izlenmeli ve buna bağlı olarak tedarik zinciri çerçevesinde talep planlaması sıraya dizilmelidir. Tahminler her bir silo tarafından gerçekleştirilmiştir. Birden fazla bölüm her biri kendi varsayımlarını, ölçülerini ve detay seviyelerini kullanarak aynı ürünler için bağımsız olarak tahminler yürütmüştür. Çoğu pazarın görüşünü resmi olmayan bir şekilde almaktadır, birazı ise bu prosese kendi en önemli tedarikçilerini dahil etmektedir. Birçok işletmenin fonksiyonel yönelimi, üreticiler pazarın ne kadar ürün istediğini ikincil olarak düşünürken, satış tahminlerinin talebi büyüyor görmesine olanak vererek her şeyin daha kötü olmasına neden olmuştur.

Bu şekildeki bağımsız ve ben merkezci tahmin yürütülmesi mükemmel tedarik zinciri yönetimine uymamaktadır. Bir yönetici depoyu “bir akordeon” olarak adlandırmıştır; çünkü depo, gelire odaklanmış satış baskısı her bir çeyrek sonunda büyük iskontolar sunarak dönemsel talebi tetiklerken, durağan bir çizelgeye bağlı olan bir üretim işleminin üstesinden gelmek zorundadır. Söz konusu yönetici, talep planlama yazılımı tarafından desteklenen fonksiyonlar arası bir planlama prosesinin uygulanması gerektiğinin farkına varmıştır.

Nihai sonuçlar umutsuzluk verici olmuştur. Fazla envanter pazar tarafından göz önünde bulundurulmak zorunda olduğu için, satış hacmi önemli ölçüde düşmüştür. Ancak söz konusu işletme bugün daha düşük envanter ve depo maliyeti ile fiyat seviyelerinin muhafaza edilmesi ve iskontoların sınırlandırılması konusunda daha büyük imkanlardan faydalanmaktadır. Tüm en iyi satış ve işlem planlamaları gibi, bu proses de her bir fonksiyonel grubun ihtiyaç ve amaçlarının farkına varmakta fakat nihaî operasyonel kararları tüm kâr potansiyeline dayandırmaktadır.

Mükemmel tedarik zinciri yönetimi, aslında, her bir tedarik zinciri bağlantısını tahminler geliştirme ve işlemler arasındaki gerekli kapasiteyi muhafaza etmekte görev almak üzere işletme sınırlarını aşan satış ve operasyonel planlamayı gerektirir. Kanal kapsamında satış ve operasyonel planlama müşteri promosyonları, sipariş yapıları ve yeniden stoklama algoritmalarında gizli olan talep sinyallerini kontrol eder ve satıcı ve taşıyıcı imkanları, kapasiteleri ve kısıtlarını dikkate alır.


4. İlke: Ürün müşteriye tanıtılmalıdır ve tedarik zinciri boyunca olan dönüşümler hızlandırılmalıdır. Üreticiler üretim hedeflerini geleneksel olarak tamamlanmış ürünler için olan talep gösterimlerine dayandırmış ve tahmin hatalarını telafi etmek için envanter stoku yapmışlardır. Bu yöneticiler sistemdeki temin süresi sabit olarak görme eğilimindedir.

Bu yapıdaki gelenekçiler dahi hazırlık indirimi, hücresel üretim ve tam zamanında üretim teknikleri vasıtasıyla maliyetleri kısma konusunda ilerlemeler kaydederken, kitlesel uyarlama gibi daha az geleneksel olan stratejilerde daha büyük bir potansiyel bulunmaktadır. Örneğin, kitlesel uyarlama gibi stratejiler vasıtasıyla bireysel müşteri ihtiyaçlarını verimli bir şekilde karşılamaya çalışan üreticiler, ertelemenin faydalı olduğunu fark etmektedir. Ürün tanıtımını mümkün olan en son ana bırakmakta ve böylece, bir bakım ürünleri deposu yöneticisi tarafından tanımlanan problemin üstesinden gelmektedir. Bir işletmede ana perakende satıcıların paketleme ihtiyaçlarının artışı ile, stokta tutulan birimlerin sayısı patlama göstermiştir. Günlük olarak bir perakendeciden siparişin geri alındığı durumlar olmuştur.
Bir hırdavat üreticisi bu problemi, standart bir destek parçasından stokta çok miktarda tutulduğu noktayı tanımlayarak çözmüştür. Bu nokta, desteğin belirgin müşteri ihtiyaçlarının karşılanması için 16 yolla paketlenmesi gerektiği zaman ortaya çıkmıştır. Bu destekler için olan tüm ihtiyaç nispeten sabit ve kolayca tahmin edilebilirken, stokta tutulan 16 biriminki daha fazla değişkendir. Çözüm olarak ise, destekler fabrikada yapılmış, ancak dağıtım merkezinde müşteri sipariş çevrimi içinde paketlenmiştir. Bu strateji envanter seviyelerini %50’den fazla kısarak mal kullanımını iyileştirmiştir.

Birçok üretici zamanın gerçekten para olduğunu anlayarak, tedarik zincirindeki temin sürelerinin sabit olması fikrini sorgulamaktadır. Temin sürelerini tedarik zinciri boyunca sıkıştırarak, müşteri ihtiyaçları için adapte edilen hammaddenin tamamlanmış ürünlere dönüşümünü hızlandırarak pazar sinyallerine cevap verme kabiliyetlerini güçlendirmektedir. Bu yaklaşım, ürün konfigürasyon kararlarını o anın gerçekleşen taleplerine çok yakın bir şekilde yapmaları için esnekliklerini artırmaktadır.

Apple’ın tepe satış periyotlarındaki PC eksikliğini göz önünde bulundurulsun. Taleplerin tahminindeki hatalar, tedarikçilerin özel sürücüleri ve çipleri 18 haftadan önce ulaştıramamasıyla birleşince, Apple yansıtılan müşteri taleplerindeki değişikliklere uyum sağlamakta yeterince hızlı davranamamıştır. Apple bu problemle başa çıkmak amacıyla, daha kolay elde edilebilir ve daha kısa temin süresi olan standart parçalar kullanılması için PC’leri yeniden tasarlamıştır.


5. İlke: Tedarik kaynakları, malzeme ve hizmet sahibi olmanın maliyetini azaltmak için stratejik bir biçimde yönetilmelidir. Malzemeler için mümkün olduğunca düşük bir fiyat ödemek amacındaki yöneticiler tedarikçilerle iyi ilişkiler geliştirmemiştir.

Mükemmel tedarik zinciri yönetimi, farkına varmayı gerektirmektedir. Tedarikçilerin maliyetleri, işletme maliyetlerini etkilemektedir. Eğer tedarikçi, 30 günlük malzeme sevkıyatı yeterliyken, 90 günlük malzeme sevk etmeye zorlanırsa, bu envanterin maliyeti maliyet yapısını değiştireceği için tedarikçinin işletmeye verdiği fiyatını etkiyecektir. Üreticilerin tedarikçilere yüksek talepler vermesi gerektiği gibi, ayrıca ortaklarının pazardaki fiyatları düşürmek ve sınırları arttırmak için tedarik zincirindeki maliyetleri azaltma hedefini paylaşması gereklidir. Bu düşüncenin arkasındaki mantık, daha büyük karlılığa katkıda bulunan herkesin ödüllendirilmesi için kazanç paylaşma düzenlemelerin yapılmasıdır.

Bazı işletmeler bu çeşit ilerlemeci bir düşünce için henüz hazır bulunmamaktadır, çünkü temel önkoşullardan yoksundurlar. Bu ise, tüm mallarının maliyetleri, sadece direkt malzemeler değil, ayrıca bakım, onarım ve çalıştırma kaynakları ile faydalar, geziler, ve diğer her şey için harcanan paralar hakkında bilgi anlamına gelmektedir. Bu gerçeğe dayalı bilgi, işletmenin satın aldığı her tür malzeme ve hizmetin elde edilmesinin en iyi yolunun belirlenmesi için gereklidir.

Böylece üreticiler, akıllarındaki pazardaki konumları ve endüstrideki yapılarıyla tedarikçilere ne şekilde yaklaşılması gerektiğini göz önünde bulundurabilirler. Kısa süreli fiyat teklifleri vermek, uzun süreli kontratlara ve dışarıdan kaynak alarak veya yatay olarak bütünleşerek stratejik tedarikçi ilişkilerine girmek Mükemmel tedarik zinciri yönetimi yaratıcılık ve esneklik gerektirmektedir.

Her bir bölümü kullandıkları karton kutuları bağımsız olarak sipariş eden bir üretici için yaratıcılık, daha az ve daha etkili tedarikçiler kullanarak, kalite kontrolü gibi proseslerde gereksizlikleri ortadan kaldırarak satın almaları birleştirmek anlamına gelmektedir.

Yedi tedarik zinciri ilkesi sadece beraber uygulandığı zaman tam kapasitelerine ulaşabilecekken, bu ilke, başlangıçtan algılayabileceği kazanımlar ek girişimler kurabileceği için dikkat çekici olmuştur.


6. İlke: Birden fazla karar verme seviyesini destekleyen ve ürünlerin, hizmetlerin ve bilgilerin akışını açık bir şekilde gösteren, tedarik zinciri kapsamında bir strateji geliştirilmelidir. Değişim mühendisliği uygulanmış iş proseslerini desteklemek için ilerlemeci birçok işletme kurumsal kapsamdaki sistemlerin yerine esnek olmayan ve yetersiz bütünleşik sistemleri yerleştirmektedir. Bir çalışma, SAP ve Oracle gibi şirketler tarafından sağlanan kurumsal kapsamdaki yazılım ve servis hizmetlerinin 1995 yılı gelirlerini 3,5 milyar dolardan fazla ve projelerin yıllık gelir artışlarının 1994 ile 1999 arasında %15’ten %20’ye ulaştığını ortaya koymaktadır.

Bu işletmelerden birçoğu kurdukları yeni güçlü sistemlerden zarar görecektir. Birçok bilişim sistemi veri elde edebilmekte ancak ne yazık ki günlük işlemlerini arttırabilecek, faal hale getirilebilecek iletilere dönüştürememektedir.

Bu yöneticinin önemli üç çeşit yeteneği birleştiren bir bilişim teknolojisi sistemi inşa etmesi gereklidir. Söz konusu sistem, kısa vadede günlük muameleleri ve tedarik zinciri çerçevesindeki elektronik ticareti yönetebilmeli ve böylelikle siparişler ve günlük çizelgelemeler hakkındaki bilgiyi paylaşarak tedarik ve talebi sıralandırmalıdır. Sistem orta vadede kaynakların etkili bir şekilde tahsis edilmesi için gerekli çizelgelemeyi kolaylaştırmalıdır. Uzun vadede bir değer eklenmesi için sistem, bütünleşik bir ağ modeli gibi, yöneticilerin imalathaneleri, dağıtım merkezlerini, tedarikçileri ve üçüncü parti hizmet alternatiflerini değerlendirmelerinde yardımcı olma amaçlı yüksek seviyeli senaryo planlamasında kullanılacak veri sentezleyecek araçlar sağlayarak stratejik analizleri mümkün kılmalıdır.
Teknolojiye büyük yatırımlar yapmalarına rağmen çok az işletme bu imkanların tamamını elde etmektedir. Günümüzün kurumsal kapsamdaki sistemleri, kuruma bağlı ve kanal ortaklarının ortak başarıya ulaşması için gerekli bilgiyi tedarik zinciri çerçevesinde paylaşmadan yoksundur. Birçok işletmenin tedarik zinciri yönetimini attırmak için acil olarak ihtiyaç duyduğu bilgi, sistemlerinin hemen dışında bulunmaktadır ve çok az işletme gerekli bilgiyi sağlamak için yeterli derecede iletişim içindedir. Elektronik bağlantı, tedarik zincirini temelden değiştirmek için, muamelelerin maliyetlerinin azaltılmasından başlayıp, siparişlerin, faturaların ve ödemelerin elektronik olarak yönetilmesi ve satıcı yönetimli envanter programları vasıtasıyla envanterlerin küçültülmesine kadar değişen seçenekler sunmaktadır.

İmalathaneden depoya kadar olan performansın izlenmesi önemli bir bira üreticisini memnun etmiştir. Perakendecinin deposunda %98’lik bir doluluk oranı bulunmaktaydı. Fakat tedarik zinciri açısından bakıldığında, üreticinin farklı bir izlenimi olmuştur. Bazı temel perakende zincirlerindeki tüketiciler, depo seviyesinin yetersiz bir şekilde ikmali ve tahmini nedeniyle söz konusu işletmenin zamanın %20’sinden fazla defa stokunun olmadığını ortaya çıkarmıştır. Üretici, şu anda müşteri hizmetini iyileştirmek için gerekli olan, depoya özel performans verilerini alabilmek amacıyla “gerçek zamanlı” bilişim teknolojisini kurmak için çaba harcamaktadır. Üretici, bu veriler olmadan mal kullanımını arttıracak ve depo seviyesindeki tükenmeleri azaltarak gelirleri arttıracak envanter dağılım kararlarını veremeyecektir.
Birçok işletme, bilişim teknolojisinin ilk yıllık çevrim ötesindeki faydaları desteklemedeki önemini kanıtlamak için tedarik zincirinde büyük ölçekli değişim mühendisliği uygulamalarına başlamışlardır. Bilginin sürekli akışını sağlayamayan işletmeler, maliyet, mal ve çevrim zamanlarının değişim mühendisliği uygulanmadan önceki seviyelerine döndüğünü görmüştür.

7. İlke: Uç kullanıcıya etkili ve verimli bir şekilde ulaşmada toplam başarıyı ölçmek için kanal çerçevesindeki performans ölçütleri benimsenmelidir. İyi çalışıp çalışmadıkları sorusuna cevap vermek için birçok işletme her tür fonksiyon yönelimli ölçümü uygulamaktadır. Fakat mükemmel tedarik zinciri yöneticileri tedarik zincirindeki her bağlantıya uygulanan ve hem hizmet, hem de finansal matrisleri kapsayan ölçüleri benimseyerek daha geniş bir bakış açısı kullanmaktadır.

Yöneticiler hizmeti öncelikle, söz verildiği anda gelen, tam, doğru bir biçimde fiyatlandırılmış ve faturalandırılmış ve hasar görmemiş olan mükemmel sipariş kapsamında ölçmektedir.
Faaliyet tabanlı maliyetlemeden maksimum faydanın sağlanması, ileri bir bilişim teknolojisi, özellikle de bir veri deposu gerektirir. Genel hesap defteri, verileri bir hesap tablosundan düzenlediği için, faaliyet tabanlı maliyetleme için gerekli bilgileri gizler. Depo, verileri ayrık birimlerde muhafaza ederek söz konusu bilgilere hazır erişim sağlar.

Birçok işletme kanal çerçevesindeki performansın ölçümünü kolaylaştırmak için ortak rapor kartları geliştirmektedir. Bu rapor kartları her bir işletmenin ortaklığa ne getirdiği ve bütünleyici özellik ve becerilerini anlaşmanın en büyük avantajlarına ne şekilde destek olarak kullanacaklarını göstererek ortakların aynı hedefler doğrultusunda çalışmasını sağlar.

Her ne kadar kendi ölçümleri performansının üstün olduğunu gösterse de, bir müşterisinden teslimat konusunda düşük notlar alan bilimsel ürünler yapan üretici göz önüne alındığında, problem aynı dili konuşmuyor olmalarıdır.

Ortak bir rapor kartı, ortakların tedarik zinciri boyunca olan sinerjilere yoğunlaşmalarında ve fayda sağlamalarında yardımcı olabilir.

27 Şubat 2012 Pazartesi

Microsoft Dynamis AX ERP Çözümünü Tercih Eden Vatan Kablo'da 140 bin ürün Microsoft Dynamics ile yönetiliyor

Kablo endüstrisinde faaliyet gösteren Vatan Kablo, Microsoft Dynamics AX ve sektöre özel Cable Builder çözümü ile 110 binden fazla yarımamul ve 30 binden fazla mamulu kolayca yönetiyor.


Enerji kabloları alanında Türkiye ve dünyanın büyük oyuncularından Vatan Kablo, artan iş hacmini yönetmek için ana üretim planlaması ve malzeme ihtiyaç planlamasını çalıştırabileceği, muhasebe satış ve üretim ile entegre kullanabileceği çözümü Dynamics’te buldu.

Kablo sektöründe önemli bir çözüm olan Hollandalı Innovites tarafından geliştirilen Cable Builder (Kablo Tasarımcısı) ile ürün ve üretim tasarımları yapan Vatan Kablo, bu çözüm ile stratejik işbirliği yapan Microsoft Dynamics AX’ı da incelemeye aldı.

Microsoft Dynamics’in sektöre özel uygulamalar geliştiren yazılım evleri ile yaptığı işbirliğinden etkilen Vatan Kablo, muhasebe, stok, satış ve planlama süreçlerinin Cable Builder’da yaratılan ürünler ile otomatik entegre olduğunu görerek aradığı çözümü bulduğunu gördü.

Bu yılın başından bu yana yüz binlerce mamul kontrol altında
Bu yıl başından itibaren tüm süreçlerinde Microsoft Dynamics AX kullanmaya başlayan Vatan Kablo, en büyük katkıyı 30 bini aşkın ürün ve 110 bini aşkın yarımamul planlamasının otomatik olarak yapmakta görüyor. Ayrıca kablo kesim iş emrileri, müşteri ve ürün bazında sipariş toleranslarının yönetimi de verimliliği çok artıran özellikler.

Kablo üretiminde çok önemli olan ve sıklıkla müşteriye ya da kullanım alanına göre değişebilen dolgu, büküm, damar kalınlığı gibi parametrelerin Cable Builder ile yönetiliyor olması ve bir değişiklik olduğunda kullanılan tüm ürün ağaçları ve rotalarda değiştirebiliyor olması da işi çok kolaylaştırmakta. Hatta ürün özelliklerine göre çok basit parametreler ile makina seçim tercihlerinin yapılıyor olması da üretim maliyetlerini düşürmekte.

Daha fazla bilgi için info@pargesoft.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Kurumsal Kaynak Planlaması ya da İşletme Kaynak Planlaması

Kurumsal kaynak planlaması ya da işletme kaynak planlaması işletmelerde mal ve hizmet üretimi için gereken işgücü, makine, malzeme gibi kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan bütünleşik yönetim sistemlerine verilen genel addır. Kurumsal kaynak planlaması (KKP) sistemleri, bir işletmenin tüm veri ve işlemlerini biraraya getirmeye veya bir araya getirilmesine yardımcı olmaya çalışan ve genelde kullanımı kolay olan sistemlerdir. Klasik bir KKP yazılımı işlem yapabilmek için bilgisayarın çeşitli yazılım ve donanımlarını kullanır. KKP sistemleri temel olarak değişik verilerin saklanabildiği bütünleşik bir veritabanı kullanırlar.

Kurumsal kaynak planlaması anlam olarak, işletmenin tüm kaynaklarının birleştirilip, verimli olarak kullanılması için tasarlanmış sistemlere denmektedir. KKP kavramı ilk olarak üretim çevrelerinde kullanılmaya başlansa da; günümüzde KKP sistemleri çok daha geniş bir alanda telâfuz edilmektedir. KKP sistemleri, bir işletmenin iş alanına ya da ismine bakmadan, işletmenin tüm temel işlemlerini kendi yapısı altında toplayabilir. İşletmenler, kâr amacı olmayan kuruluşlar, vakıflar, hükümetler veya diğer varlıklar KKP sistemlerini kullanabilirler.

KKP sistemleri iki veya daha fazla yazılımı bir araya getirerek bir yazılım paketi halinde de sunulabilir. Bu gibi sistemlere KKP yazılım paketleri denir. Teknik olarak ise KKP yazılım paketleri hem maaş bordro akışlarını hem de muhasebe işlevlerini bünyesinde barındırır.

Buna rağmen, KKP yazılım paketi tanımı daha çok büyük ve geniş uygulumalar için kullanılmaktadır. Bir KKP sistemi kullanıcının, iki veya daha fazla bağımsız yazılımın arayüzü ile karşılaşmasını engeller ve ek avantajlar sağlar. Yazılımların standartlaşmasını, birçok yazılım kullanmak yerine tek bir yazılım kullanılmasını, tüm veriler genellikler tek bir veritabanında saklandığından kolay ve yüksek rapor alma, durum değerlendirme gücünü sağlar.

Bir KKP yazılımı bünyesinde genelde bağımsız olarak çalışan üretim, finans, müşteri ilişkileri yönetimi, insan kaynakları, stok yönetimi gibi çeşitli uygulamalar bulunabilir.

Genel Bakış :
KKP sistemlerine daha yakından bakacak olursak, en önemli gerekliliğin bir işletmenin tüm bakış açılarındaki her verinin, birleştirilmesi olduğunu görürüz. KKP sistemleri bunu sağlamak için, işletmenin çeşitli iş faaliyetlerini ele alan birçok yazılım modülünü tek bir veritabanı altında çalıştırmaktadır.

Özellikle, bazı işletmeler bir KKP sisteminin yalnızca bazı uygulamalarını seçip, bunları diğer KKP sistemleri veya bağımsız başka yazılımlar ile destekler. Böylece işletme ihtiyaç duyduğu KKP arayüzünü kendi oluşturmuş olur. Örnek olarak; PeopleSoft firmasının "insan kaynakları yönetim sistemleri" (İngilizce Human Resource Management Systems - HRMS) ve mali analiz sistemleri genellikle SAP'ın aynı alandaki uygulamalarından daha başarılı bulunmaktadır. Ancak SAP'nin üretim ve "müşteri ilişkileri yönetimi" (İngilizce Customer Relationship Management - CRM) uygulamaları ise PeopleSoft'un aynı alandaki ürünlerinden daha başarılı bulunmaktadır. Benzer şekilde özellikle bakım ve asset management kökenli IFS'in savunma, enerji, telekom ve proje tabanlı endüstrilerdeki çözümleri rakiplerine oranla daha başarılı ve uygulanabilir bulunmaktadır.

Gerçekte komple bir KKP sisteminden bahsetmek çok zordur. KKP sistemlerini satın alarak, bünyelerinde uygulamak isteyen büyük işletmelerin özel ihtiyaçları vardır ve bazı özel ihtiyaçlar şu an hiçbir KKP sistemi üreticisi tarafından karşılanamamaktadır. Bu ihtiyaçları karşılamak için güçlü bir kişiselleştirme işlemi oluşturma ve değişik üreticilerden farklı modüller satın almanın yanı sıra, işletme bu modüller üzerinde tekrar mühendislik çalışması yapmalıdır. Günümüzde ideal olarak, üretim alanında faaliyet gösteren bir işletme, alanıyla ilgili tüm konularda aynı KKP sistemini kullanmaktadır.

Tek bir veritabanı, aşağıdaki alanlarında dahil olduğu çeşitli yazılım modüllerini bünyesinde barındırabilir;
Üretim:

Mühendislik işlemleri

Malzeme listeleme işlemleri

Çizelgeleme

Kapasite analizi

İş Emri yönetimi

Kalite Kontrol

Maliyet yönetimi

Üretim işlemleri

Üretim projeleri

Üretim akışları

Tedarik Zinciri Yönetimi:

Envanter yönetimi

Sipariş girişi

Satınalma

Ürün yapılandırması

Tedarik zinciri planlaması

Tedarikçi çizelgeleri

Mali Yönetim:

Genel hesap defteri

Nakit yönetimi

Nakit çıkışları

Nakit girişleri

Durağan varlıklar

Proje Yönetimi:

Maliyet hesaplama

Listeleme işlemleri

Süre ve harcama analizleri

Faaliyet yönetimi

İnsan Kaynakları Yönetimi:

İnsan kaynakları

Maaş bordroları

İşletme içi eğitim

Çalışanların çalışma süresi ve devamlılığı

Faydalar

Müşteri İlişkileri Yönetimi:

Satış ve pazarlama

Komisyonlar

Hizmetler

Müşteri sözleşmeleri

Yardım hattı desteği

Müşteriler, tedarikçiler ve çalışanlar için kişisel ve genel kullanıcı arayüzleri

İnsan kaynakları planlaması terimi, orjinal olarak "üretim kaynakları planlaması" teriminden türetilmiştir (İngilizce Manufacturing Resource Planning - MRP). Üretim kaynakları planlaması tanımı (ÜKP) ise, yazılım mimarisinin önem kazanması ve şirket kapasite planlamasının yazılım faaliyetlerinin yer edinmesi ile KKP sistemlerine dönüşmeye başlamıştır. KKP sistemleri genellikle bir işletmenin, üretim, ulaştırma, dağıtım, envanter durumu, liman ticareti, muhasebe ve faturalama gibi işlemlerini kontrol eder. KKP yazılımları ayrıca bir işletmenin, satış, pazarlama, ulaştırma, listeleme, üretim planlaması, envanter yönetimi, kalite yönetimi ve insan kaynakları yönetimi gibi birçok ticari faaliyetini kontrol etmesine yardımcı olur.

KKP sistemleri tüm işletme işlevleri arasında geçiş yapabilen sistemlerdir. Operasyonlarda veya üretimde görev alan tüm işlevsel departmanlar tek bir sistemde birleştirilir. İmalat, depolama, taşımacılık ve ulaştırma ve bilgi teknolojilerine ek olarak, muhasaabe, pazarlama, insan kaynakları ve strateji yönetimi de KKP sistemlerinde bulunabilir.

Kurumsal Kaynak Planlaması Öncesi :
KKP sistemlerinden önce, işletme departmanları kendi bilgisayar sistemlerine sahip olmalıydı. Örnek olarak, bir işletmedeki insan kaynakları departmanı, bordrolama departmanı ve mali işler departmanını verelim. İnsan kaynakları departmanı kendi bilgisayar sisteminde, tüm departman bilgilerini ve bu departmanlarda çalışanların kişisel bilgilerini tutmakla görevliydi. Bordrolama departmanı ise maaş bordrosu bilgilerini hesaplar ve tutardı. Mali işler bölümü de işletmedeki mali işlemlerin kayıtlarını tutardı. Her sistem birbirine ortak veriler yollayarak iletişim içinde olmalıydı. Örnek verecek olursak, insan kaynakları bölümünde her çalışanın bir numarası olurdu, aynı numara bordrolama bölümünde de mevcut olmalıydı. Bu sayede insan kaynakları bölümünden, bordrolama bölümüne, çalışanın numarası ve maaş bilgisini yollanır, bilgiler bordrolama sisteminde kontrol edildikten sonra, maaş bordrosu kesilirdi. Mali işler departmanı ise çalışanların verileri ile ilgilenmez, sadece bordrolama departmanından yapılan, vergi, kesinti, işçi ücretleri vb. ödemelerle uğraşırdı. Departmanlar arasındaki bu sistem karışıklıklara yol açardı. Örneğin, ödeme sisteminde çalışan numarası olmayan bir işçiye ödeme yapılmayabiliyordu.

Kurumsal Kaynak Planlaması Sonrası :
KKP yazılımları, eskiden kullanılan ve birbirinden farklı birçok uygulamanın verilerini birbirine bağladı. Bu işlem, birden fazla sistemde kayıtlı tutulan çalışan/işçi numaralarında sorun çıkma endişesini ortadan kaldırdı. Ayrıca büyük işletmelerdeki yazılım uzmanı ihtiyacı azaldı ve standart bir hale geldi. Raporlama işlemleri tek bir sistem üzerinde yapıldığından, eskiye nazaran çok daha kolay bir hal aldı. Ayrıca KKP sistemleri, işletme içindeki eğilimlerin tespit edilip, uygun ayarlamaların daha çabuk yapılmasına imkan sağlamasıyla, işletmelere yüksek seviyede analizleme işlevi sağladı.

KKP Uygulamaları :
İşletmelerdeki geniş uygulama kapsamı nedeniyle, KKP sistemleri mevcut büyük yazılımlardan yararlanmaktadır. Böyle büyük ve karmaşık bir yazılım sistemini işletme bünyesinde kullanabilmek için bir analizci, programcı ve kullanıcı ordusuna ihtiyaç duyulmaktaydı. İnternet gelişene kadar, şirketler dışarıdan getirilen danışmanların, standart yamaları yüklemesi için bilgisayarları kullanmasına izin verirdi. Uzman yardımı olmadan bir KKP uygulaması, büyük şirketler ve özellikle uluslararası şirketler için çok masraflı olabilmektedir. KKP uygulamalarında uzmanlaşmış şirketler ise bu işlemleri kolaylaştırabilir ve altı ay içinde pilot testler ile sistemi tamamlayabilirler.

Kurumsal kaynak planlaması sistemleri genellikle "tedarik zinciri yönetimi" ve "lojistik otomasyonu" sistemleri ile yakından ilişkilidir. Tedarik zinciri yönetimi yazılımları, KKP sistemlerini, tedarikçiler olan bağlantılar ile genişletebilir.

İşletmeler, KKP sistemlerini bünyelerinde uygulamak için genelde KKP satıcıları veya üçüncü şahıs danışmanlık şirketlerinden yardım alırlar. KKP danışmanlığı ise, sistem mimarisi, iş işlemleri danışmanlığı (yeniden mühendislik) ve teknik danışmanlık (programlama, sistem yapılandırması vb.) olmak üzere üç bölüm içermektedir. Bir sistem mimarı, bir işletmenin gelecekteki veri akışı planları da dahil olmak üzere bütün veri akışını tasarlar. İş danışmanı, işletmenin mevcut ticari işlemlerini analiz eder ve bunları KKP sisteminde karşılık gelen işlemlere eşler. Böylece KKP sistemini işletme ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış olur. Teknik danışmanlık ise genelde programlama aşamasını içerir. Çoğu KKP satıcısı, yazılımlarında değişiklik yapılmasına izin vererek, müşterilerinin iş alanındaki ihtiyaçlarını karşılanmasını ve sistemin bu ihtiyaçlara uymasını sağlar.

Bir KKP paketini şirkete göre kişiselleştirmek hem pahalı hem de zahmetli bir iştir. Nedeni ise birçok KKP paketinin kişiselleştirmeye destek verecek şekilde tasarlanmayışıdır. Bu yüzden birçok işletme, mevcut KKP sistemi içerisindeki en iyi uygulamaları kullanır. Bazı KKP paketleri raporlama ve sorgulama işlemlerinde rahatça kişiselleştirebilir, öyle ki bu gibi kişiselleştirmeler her uygulamada beklenir. Bu paketleri öneminin farkına varılmalıdır. Üçüncü şahıslardan bu raporlama paketlerini satın almak daha mantıklı olacaktır, çünkü bu paketler KKP sisteminin geliştirilmesi gereken onlarca arayüzünden daha kolay ve verimli bir şekilde arayüz imkanı sağlayacaktır.

Günümüzde ayrıca internet tabanlı KKP sistemleri mevcuttur. Bazı işletmeler, herhangi bir yazılım yüklemeye gerek duymadan, birbirinden farklı birçok yazılımı, merkezden kullanabildiği için, internet tabanlı KKP sistemlerini kullanmaktadır. Internet bağlantısı olduğu sürece ya da LAN üzerinde bir ağ bağlantısı olduğu sürece, isteyen kişi klasik bir internet tarayıcısını kullanarak, internet tabanlı bir KKP sistemine girip, işlem yapabilir.

Bilgisayar güvenliği, KKP sistemlerinin olmazsa olmazlarındandır. Güvenlik sistemi, işletmeyi hem sanayi casusluğu gibi dışarıdan gelecek hem de zimmete geçirme gibi içeriden gelecek tehlikelere karşı korumalıdır. Başka bir senaryo da ise, bir terörist bir gıda şirketinin, malzeme listesinin içine bir zehir ekleyebilir ya da bir başka sabotaj faaliyetinde bulunabilir. KKP güvenliği bu tür suistimalleri de engellemeye yardımcı olur.

Artıları :
KKP sistemlerinin yokluğunda, büyük üreticiler kendilerini, birbiri ile etkileşimi ve bağlantısı olmayan birçok yazılım uygulamasının içerisinde bulabilirdi.

Birbiriyle etkileşimi olması gereken konulardan bazıları şunlardır:
Tasarım mühendisliği (nasıl daha iyi ürün yapılabilir)

Mevcut potansiyelden, en iyi potansiyele kadar sipariş analizi

Faturalardan, nakit makbuzlarına kadar gelir döngüsü oluşturulması

Satınalma, envanter yönetimi, maliyetleme arasında sistem oluşturulması

Gelir, maliyet, kar konularında çeşitli seviyelerde muhasebe işlemlerinin yapılması

KKP sistemleri sayesinde yukarıdaki gibi değişik konular, tek bir sistem altında toplanabilmektedir.

"Müşteri ilişkileri yönetimi" gibi müşterilerle birebir ilişkili kavramlar, "kalite kontrol" gibi arka planda çalışan ve müşteri ihtiyaçlarının karşılanmasına odaklı kavramlar ve tedarikçilerle, taşıma işlemleri ile ilgilenen "tedarik zinciri" ile ilgili kavramlar, bazı sistemlerde kapsam ve etkinlik boşlukları olmasına rağmen, KKP sistemleri bünyesinde rahatça birleştirilebilir. Bir KKP sistemi olmadan, üretici için bu kavramları bir araya getirmek oldukça karmaşık ve zor olabilir.
KKP sistemlerinin kusursuz en önemli artılarından biri modüler yapı da olmasıdır. Modüler yapının önemi, KKP uygulamasını satın alma ve kurma sürecinde daha da ön plana çıkar. Bir kurum, KKP uygulamasının sahip olduğu fonksiyonların tümünü kullanmak istemeyebilir. Bu nedenle modüler yapı istenilen fonksiyonları istenilen zamanlarda kullanmayı mümkün kılar. Farklı uygulamalar her zaman birbiri ile uyumlu çalışmaz ve işletme için sorunlar oluşturulabilir. KKP sistemlerinde ise tüm modüller ve uygulamalar birbiri ile uyumlu olarak çalışmaktadır.

Komple bir çözüm sahibi olmanın, parça parça uygulamalara göre birçok önemli avantajı söz konusudur.

Ölçeklenebilirlik: KKP çözümleri, kurumun büyümesine paralel olarak genişleyebilme özelliğine sahiptir.

Fonksiyonalite: KKP çözümleri, uygun maliyetlerle farklı fonksiyonlara gerektiği zaman erişmeyi mümkün kılar. Bugün ihtiyaç duymadığınız bir özelliği yarın aktive ederek kullanmanız mümkün.

Destek ve hizmet: KKP çözümlerinde destek ve hizmet son derece önemlidir. Entegre bir KKP ortamının destek ve hizmet işlemleri çok daha basit ve etkili biçimde gerçekleştirilebilir.

İşletmelerin KKP sistemlerinde karşılaştıkları birçok sorun, işletmenin tüm çalışanları ilgilendiren ve sürekli yapılması gereken eğitim-gelişim çalışmalarının yetersiz seviyede olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sorunlar, uygulama ve test çalışmalarında sorunlar oluşturmasının yanı sıra, KKP sistemindeki verilerin bütünlüğünü koruyan ve nasıl kullanılması gerektiğini belirleyen, şirket prensipleri ve kurarlarının bütünlüğünü de etkiler.
Değişik sistemlere göre farklılıklar içerse de, KKP sistemlerindeki bazı sınırlamaları şöyle sayabiliriz;
Başarı işgücünün niteliği ve tecrübesine bağlıdır. Buna sistemin doğru bir şekilde nasıl çalışabileceği üzerine verilen eğitimde dahildir. Birçok işletme maliyetlerini düşürmek için eğitim bütçelerinde kısıntılar yapmaktadır. Küçük özel işletmelerde genellikle KKP sistemleri, konu ile ilgili yeterli bilgisi olmayan kişiler tarafından kullanılmaktadır.

Şirketler, kullanılan KKP sistemi ile ilgili yeterli eğitimi olmayan yeni bir yönetici işe alabilir. İşe alınan çalışan iş konusu ile mevcut KKP sistemi arasında bütünlük sağlayamayabilir.

Bir KKP sistemini mevcut şirkete göre kişiselleştirme imkanı sınırlıdır. Bazı sistemlerdeki kişiselleştirmeler, KKP sisteminin yapısını değiştirebilir, ancak çoğu sistem genelde buna izin vermez.

KKP sistemi tarafıdnan önerilen, sanayi standartındaki bir yeniden mühendislik işlemi, şirketin rekabet gücü avantajının kaybına yol açabilir.

KKP sistemi oluşturmak çok pahalı olabilir.

KKP sistemleri genellikle özel iş akışları ve iş alanlarına adapte edilmesi zor sistemleridir, bu da şirketlerin çeşitli kayıplarının ana kaynağıdır.

Sistemlerin kullanımı zordur.

Sistemi verimsiz ya da iyi kullanamayan bir departman ya da kullanıcı, diğer departmanları veya kullanıcılarıda olumsuz şekilde etkileyebilir.

İşletme sınırlarındaki belirsizlik, muhasabe işlemleri, güvenilirlik ve çalışan morali gibi konularda sorunlara yolaçabilir.

Departmanlar arasındaki hassas iç bilgilerin paylaşılması zorluğu nedeniyle, yazılımın verimliliği azalabilir.

Departmanlarda çeşitli eski sistemlerin yarattığı uyum sorunları sıklıkla ortaya çıkmaktadır.

Kaynak: Wikipedia

17 Ocak 2010 Pazar

Microsoft Dynamics AX - Üretim Planlama Modülü

Microsoft® Business Solutions–Axapta® Master Planlama üretim proseslerinizi ve tedarik zinciri çerçevesinde yürüttüğünüz tüm işlemleri hızlandırarak bir yandan maliyetlerinizi düşürürken diğer yandan da müşteri taleplerinin sorunsuz olarak karşılanmasına katkıda bulunur.


Temel Avantajlar:
- Temin sürelerinin minimize edilmesi ve müşteri teslimatlarının zamanında yapılması
- Malzeme ve kapasite talebindeki değişikliklere çabuk yanıt verilebilmesi
- Üretim planlaması ve tahmini çizelgelerin iyileştirilerek envanter seviyelerinin azaltılması

Microsoft Business Solutions–Axapta Master Planlama ürün akışını tedarikçilerden üretime üretimden müşterilere kadar olan tüm aşamalarında optimize eden esnek bir çözümdür.

Master Planlama’nın Üretim, Lojistik, Ticaret ve CRM gibi diğer birçok fonksiyonla entegre olması bilgiye anında erişimi sağlayarak iş performansınızı artırır.

Üretim akışınızı optimize edin
Microsoft Axapta Master Planlama şirket ve tedarik zincirinin tüm noktalarından aldığı bilgileri üretim ve malzeme planlamanızı optimize etmek için kullanır. Üretim planlamasında uygun kapasite, envanter seviyeleri ve satınalma temin süreleri gibi kritik veriler dikkate alınarak sonlu malzeme ve kapasite çizelgelemesi yürütülür. Sonuçta üretim akışının optimize edilmesi ve müşteri teslimatlarının zamanında yapılmasını sağlayacak etkin satınalma, üretim ve transfer emri planları oluşturulur.

Esnek planlama artan verimlilik demektir
Farklı satış tahminleri ve planlama stratejilerine dayalı sonuçları değerlendirmek ve alternatif (what-if) hesaplamalarını çalıştırabilmek için farklı master planlama versiyonları kullanabilirsiniz. Master planlama hızlı şekilde sadece en son değişikliklerin hesaplamalara dahil edildiği net değişiklik esasına gore çalıştırılabilir. Bu sizin net malzeme gereksinimleriyle ilgili en güncel resmi görebilmenizi sağlayacak malzeme ve üretim planlamalarını dilediğiniz sıklıkta yapma olanağı tanıyacaktır.

Üretimin kolaylıkla dış kaynağa yönlendirilebilmesi
Kapasitenizi rahatlatmak ve müşterilere verdiğiniz teslimat taahhütlerini sorunsuz olarak yerine getirmek için gerektiğinde üretimin bir kısmını ya da tamamını fason üreticilere kaydırabilirsiniz. Fason üretici kapasite seviyeleri ile ilgili modelleri sisteminizde kurabilir, planlama sürecinde önerilen yap ya da al (make or buy) stratejilerinizi her zaman kolaylıkla hayata geçirebilirsiniz..


siparişinde master planlama çalıştırarak müşterinize en doğru teslimat süresini bildirebilirsiniz.
 
Değişikliklere çabuk yanıt

İşlem mesajları envanter seviyelerinin optimize edilmesi ve üretim akışının iyileştirilmesi amacıyla, satınalma ve üretim emirlerinde değişen malzeme/ürün gereksinimlerine gore bazı değişiklikler yapılmasını öneren mesajlardır. Diğer bir mesaj türü olan ileriye dönük mesajlarda ise amaç sizi olası en erken teslimat tarihi hakkında önceden bilgilendirmek ve böylece satış sipariş sevkiyatlarıyla ilgili müşteri memnunıyetini artırmakttır.

Zamanında teslimat
Sipariş karşılama fonksiyonuyla teslimat bildirimlerinizi satış, stok, satınalma ve üretimden aınan bilgilerle doğru şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Yerine getiremeyeceğiniz taahhütlerde bulunmamak için kullanılabilir stok ve yürürlükteki üretim emirlerine dayalı malzeme kullanılabilirlik kontrolu ve üretim kapasitesine dayalı kapasite kullanabilirlik kontrolu hesaplamalarını çalıştırabilirsiniz.

Müşteri memnuniyetini artırmak için hızlı planlama
Microsoft Axapta Master Planiama fonksiyonu ile planlama işlemini süratlandirirken aynı zamanda çalışanların değişikliklere yanıt verme sürelerini önemli ölçüde aşağı çekebilirsiniz, çünkü üretimde yönetim seviyesinden atelyede çalışan personele kadar herkes master planlarda yapılan değişikliklerden yeterince bilgilendirilmiş olacaklardır.

Maliyetleri düşürmek için envanter seviyelerini minimize edin
Stok bulundurma maliyetlerini azaltırken aynı zamanda müşteri teslim taleplerini zamanında yerine getirme hedefinden de sapmamalısınız. Microsoft Axapta Master Planlama içinde yer alan tahmin çizelgeleme fonksiyonu talep doğrultusunda geliştirilmiş üretim ve satınalma planlarıyla ilgili projeksiyonları satış tahminlerini esas alarak hesaplar. Ayrıca hedef servis seviyeleri ve karşılama ön sürelerini baz alarak emniyet stoğu seviyelerinizi de optimize edebilirsiniz.

Ambarlar arasında kesintisiz fonksiyonellik
Üretim planlarının optimize edilmesinde bir diğer unsur malzemelerin bir den çok ambardan tedarik edilebilir olmasıdır. Micrososft Axapta’da sınırsız sayıda ambar tanımlayabilir ambarlar arası hareketleri transfer emirleriyle otomatik olarak gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca güvenlik stoğu seviyelerini doğru tesbit etmek ve farklı lokasyonlarda yürütülen hizmetleri hesaba katmak için her ambara özgü parametreler oluşturabilirsiniz.

Doğru satıcının araştırılıp bulunması
Belirli bir kalem için en düşük fiyatı ya da en kısa temin süresini teklif eden satıcıyı bularak maliyetlerinizi düşürebilir ve temin sürelerinizi kısaltabilirsiniz. Uygun satıcıyı arayıp bulma işini önceliklerinize gore kendiniz manüel olarak yapabileceğiniz gibi aynı işlem Microsoft Axapta Master Planlama fonksiyonuyla önceden tanımlanmış gereksinimlere gore otomatik olarak da gerçekleştirilebilir.

http://www.pargesoft.com/ Microsoft Dynamics ERP Çözüm Ortağı

10 Eylül 2009 Perşembe

Microsoft Dynamics NAV- Üretim Yönetimi


Başarılı Üretim Süreçlerinin Sırrını Biliyor musunuz?

Modern iş dünyasında üretim yapan işletmeler için en öncelikli amaç; müşterilerin beklentilerine en uygun ürün ve hizmeti en kısa sürede pazara sunmak olarak özetlenebilir. Bunu gerçekleştirirken bir yandan da iş amaçlarına en uygun yapıyı oluşturmak da önem kazanıyor. Bu noktada Microsoft Dynamics NAV kurumlara önemli değerler katıyor. Sunduğu araçlar sayesinde Microsoft Dynamics NAV, üretim emirlerinden hammadde tedariğine, tedarik planlamasından kapasite planlamasına kadar birçok sürecin etkin ve hızlı biçimde gerçekleşmesini sağlıyor.

Temel Üretim : üretim süreçlerinin bütününe yönelik kapsamlı özellikler sunan Microsoft Dynamics NAV temel üretim özellikleri ile de ön plana çıkıyor. Microsoft Dynamics NAV, farklı üretim emirleri (benzetimli, planlanmış, kesin planlanmış, serbest bırakılmış, tamamlandı), paket siparişlerin yönetilmesi, FIFO LIFO ve özel maliyetlendirme sağlayan esnek maliyetlendirme sistemleri, tüketim ve üretim girişleri gibi birçok üretim işlemini gerçekleştirmeyi mümkün kılar. Ayrıca Microsoft Dynamics NAV sayesinde ürün ağaçları oluşturmak, sürüm yönetimi yapmak da son derece kolay.

Malzeme Kaynak Planlaması : Üretimin aksamaması için malzemelerin zamanında ve doğru biçimde tedarik edilmesi son derece önemlidir. Microsoft Dynamics NAV, bu süreçte gerekli olan temel tedarik planlama ve talep tahmini özellikleri ile malzeme yönetimini etkin kılar. Çok konumlu planlama, sipariş taahhütleri, akıllı MRP çizelgeleme, malzeme-kapasite-maliyet planlamasını aynı anda yapabilme, farklı üretim seçeneklerini gösteren çoklu çalışma sayfaları talep tahmin ve ana üretim çizelgesi gibi birçok özelliği sayesinde tedarik planlama süreçlerini kolay ve etkin bir hale getirir.

Kapasite Planlama : Microsoft Dynamics NAV’ın kapasite planlama araçları ve özellikleri de oldukça fazla. Atölye takvimi ve varyantlar, üretim akışları, paralel çizelgeleme, ıskarta ve durma kodlaması, makine merkezleri, sonlu yükleme gibi birçok konuda avantajlar ve kapsamlı özellikler sunan Microsoft Dynamics NAV sayesinde malzeme planlama süreçleri çok daha kolay ve etkili gerçekleştirilebilir.

BUMERANG