Üretim Yönetimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Üretim Yönetimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Eylül 2012 Pazartesi

Yalın Üretimin Getirileri


Yalın üretimle ilgili bütün çalışmaların, yalın üretimin sanayi örgütlen­mesine yepyeni bir soluk getirdiği hatta dünyanın “en iyi uy­gulaması” olduğu konusunda hemfikir olduklarını görmek mümkündür. Ancak yalın üretim “en iyi uygulama” olarak kabul edilirken, çoğu zaman dar anlamıyla üretim olayına kazandırdığı teknikler ön plana çıkarılmakta ve sistem sadece bir teknikler bütü­nüymüş gibi sunulmaktadır. Bu hususta unutulmaması gereken nokta, yalın üretimi yal­ın üretim yapan en önemli etkenlerden birinin, üretim olayına kazandırdığı özgün teknikler olduğudur. Ancak, ünlü Japon uzmanlar Shingo ve Monden’in de vurguladıkları gibi, yalın üretimin göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir başka boyutu daha vardır ki, sistemin temel dayanağı aslında bu boyutunda giz­lidir. 0 da, yalın üretimin, içinde yer alan her kesimi, aktörü, ya da tarafı, yani bütün paydaşları aynı anda memnun etmesi ve kitle üretiminin tersi­ne, herkesin kazanmasını sağla­yabilecek güçlü bir potansiyele sahip olmasıdır.
Yaşadığımız yüzyılın ortalarına gelinene dek sanayi örgütlenme tarzları ve dolayısıyla toplumsal yaşam her zaman bir kesimin kazanması ve çoğunluğun kaybetmesiyle sonuçlanmış­tır. Çoğunluğun kaybetmesi sadece maddi çıkarlar düzeyiyle de sınırlı kalmamış.Bu durumun sosyal boyutlarına ve çalışma hayatına iş tanımları ve işçi so­rumlulukları açısından bakıldığında da çoğu kez insana ve emeğe saygıdan yoksun bir tabloyla karşılaşılmıştır. İşçi sınıfı için yaşam, asgari gereksinimlerini karşılamak için hiç de mutlu olmadıkları ve kendilerine hiçbir şey katmayan tekdüze işlere katlanmak, sonuçta da kendilerine ve yaptıkları işlere yabancılaşmak anlamına gelmiştir. Sanayi Devrimi’nden bu yana çalışma haya­tında pek de dişe gelir bir gelişme kaydedilmemiştir.
Ancak yalın üretimde, yüzyıllardır süregelen bu eğilimi tersine çevirecek ve sadece bir kesimin değil, herkesin ka­zanmasına katkıda bulunacak bir potansiyel vardır. Bu potansiyel sanayi örgütlenmesine ve toplumsal yaşama yep­yeni bir içerik kazandırabilecek güçte bir potansiyeldir ve mut­laka tüm boyutlarıyla keşfedilmeli, daha da güçlendirilmelidir. Yalın üretim sistemi, başta çalışanlar olmak üzere “herkesin kazan­ması” yönünde güçlü bir potansiyele sahiptir.
Sistemin herkes için kazançlı olduğu gerçeğini, yalın üretimin doğduğu yer olan Japonya’daki, sanayi örgütlenmesi içinde yer alan tüm tarafla­rın konumları ile açıklamak mümkündür:
Ana sanayi: Japon üreticilerin performansının da kanıtladığı gibi, ana sanayi firmaları, üretim, satışlar, ve karlılık açısından dünyada öncü olabilmekte, sistemi adapte eden tüm firmala­rın rekabet güçleri ve karlılığı giderek artmaktadır.
Ana sanayi işçisi: Ana sanayi işçileri; yaptıkları işler, so­rumlulukları, iş güvenliği ve ücret sistemleri açısından kitle üretiminde görülemeyecek kadar tatmin edici bir ortamda ça­lışmakta ve kitle üretiminde olduğu gibi birer “değişken maliyet” olarak algılan­maktan kurtulup, “sabit maliyet” konumuna gel­mektedir.Ayrıca işçiler, özellikle beyin yetenekleri olmak üzere yeteneklerinin tümünü, karar alma mekanizmalarda yer alarak kulla­nabilmektedirler.
Yan sanayi: Yan sanayiler, kitle üretiminde olduğu gibi ana sanayinin uydusu değil, ortağı konumundadırlar.Yan sanayi firmaları teknik ve teknolojik ola­rak gelişerek, iş güvenliği ve karlılıklarını garan­tileyebilmektedir.Yan sanayi kesimi, böyle bir çalışma ortamı içinde yaratıcı birer üretim birimine dönüşmektedir. Ayrıca, ana sanayi çalışma sisteminin yan sanayilere de yayılması sonucunda yan sanayideki çalışma koşulları da radikal olarak değişir ve yan sanayi işçileri, ana sanayi işçilerinin sahip olduğu tüm hak ve sorumluluklara sahip olur.
Müşteri: Sistemin hedefi olan müş­teriler, bütçelerine uygun ve hatta giderek ucuzlayan, üstelik kalitesi de giderek artan ürünleri olabilecek en kısa sürede temin edebilme ayrıcalığına sahiptirler.
Yalın üretim sisteminin “herkese kazandırma” özelliği kendiliğinden veya birdenbire pü­rüzsüz bir şekilde ortaya çıkmamıştır. Japonya’da gerek çalışanların, gerekse yan sanayilerin yalın ü­retimde elde ettikleri başarı, belli bir mücadele gerektirmiştir. Ancak, sistemin dayandığı rasyonellik, bu mücadelenin çok fazla bir zorlama yaratmadan ve çoğu ülkede görüldüğünden çok daha kısa sürelerde sonuçlanmasını sağlamıştır. Japonya’da işçi sınıfı ve yan sanayi hakları bundan tam yarım yüzyıl önce ba­tılı ülkelerde bugün bile birçok açıdan hayal edilemeyecek düzeyde yasalarla garanti altına alınmıştır. Yalın üretim sistemini uygulayacak olan işletmeler için önemli olan, bu oluşumda sınıf mücadelelerinin yanı sıra yalın üretimin temelin­de yatan rasyonelliğin de çok önemli bir rol oynadığı­nı keşfetmektir.
Yalın üretim Japon Toyota firmasından kaynaklandığı, ilk sıçrama noktasının Japonya’nın diğer otomobil firmaları olduğu, dolayısıyla da yalın üretim için çoğunlukla otomobil sanayiinden örnekler verildiği için, yalın üretim çoğu zaman otomobil sanayiine özgü bir sistemmiş gibi algılanmaktadır. Oysa yalın üretimin, “en iyi uygulama” olarak yo­rumlanmasında rol oynayan temel etkenlerden biri de, sistemin genel olarak üretime bir yaklaşım biçimi, bir üretim fel­sefesi olması, ve dolayısıyla ekmek üretiminden tekstile, be­yaz eşya üretiminden otomotive ve hatta servis sektörüne kadar birçok alanda a­dapte edilebilecek, genel-geçer bir sistem konumunda bulun­masıdır. Nitekim Japon sanayii çeşitli üretim kollarını kapsayacak şekilde, yalın üretime göre örgütlenmiş bir yapı sergilemektedir. Dolayısıyla, yalın üretimin tüm potansiyeli ve boyutlarıyla herhangi bir sanayi dalına uygulanabilecek bir sistem olarak algılanması önemlidir.

3 Aralık 2010 Cuma

Daha Yakından Microsoft Dynamics NAV

Microsoft Dynamics NAV 5.0
dynamics_nav

İş hayatının zorluklarını, yaratıcı ve tanıdık bir çözümle güçlendireceğiniz çalışanlarınız ile, taklit edilemez başarılara çevirin.

“Microsoft Dynamics NAV’ı farklı ihtiyaçlarınıza göre uyarlamanız mümkün. Microsoft Dynamics NAV’ı sadece mağazacılık ve üretim işinde değil diğer işlerimizde de kullanabileceğimizi gördük. Farklı seçenekleri incelediğimizde ise, iş süreçlerimiz ile ilgili görmek istediğim tüm bilgileri tek bir sayfa üzerinde sunan en iyi program Microsoft Dynamics NAV oldu.”
Deha Orhan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı TEN ÇAMAŞIR

İş dünyasının giderek artan taleplerine hızlı cevap vermek için güçlü bir alt yapıya sahip olun
Küresel Rekabet. Artan Müşteri Talepleri. Dinamik Ticari İlişkiler. Karmaşık Düzenlemeler. Çalışanlarınızı doğru araçlar ile donatırsanız, bu zorlukları yalnızca firmanızın sahip olduğu rekabetçi avantajlara çevirebilirsiniz.

Çalışanlarınız Microsoft Dynamics NAV ile başarıyı yakalayabilirler. Microsoft Dynamics NAV uyarlanabilir ve kolay entegre edilir alt yapısı ile iş süreçlerinizi daha etkin düzenleyebilir, istediğiniz bilgileri daha hızlı ve güvenilir raporlar ile ulaşabilir, müşteri, tedarikçi ve çalışanlarınızı aynı platformda buluşturabilirsiniz. Microsoft Dynamics NAV tarafından çalışanlarınıza sunulan benzersiz kullanıcı deneyimi ile daha verimli olmalarını, daha doğru ve hızlı kararlar almalarını, böylece değişen piyasa taleplerine daha kolay uyum göstermelerini sağlayabilirsiniz.

Microsoft Dynamics NAV kullanmakta olduğunuz mevcut sistemlerle kolaylıkla entegre olur ve çalışanlarınızın alışık olduğu çalışma düzenine uyum sağlar. Firmanızı ve çalışanlarınızı yazılıma uymaya değil, yazılımı size uyarlamayı amaç edinmiştir. Size ek geliştirme yapma ve firmanız büyüdükçe sisteminizi büyütebilme olanağı sunar. Microsoft Dynamics NAV zaten kullanmakta olduğunuz diğer Microsoft ürünleri ve teknolojilerine benzer şekilde çalışır, böylelikle çalışanlarınızın eğitim ve adaptasyon süreci çok daha az maliyetli ve kısa sürede gerçekleşir. Bu sayede yapmış olduğunuz yatırım çok kısa sürede size kazanç olarak geri döner.

Çalışanlarınızı işlerine odaklanacakları ve ihtiyaç duydukları çevikliğe eriştirebilecek araçlar vererek, işinizi büyütün.

Bilgi sisteminizden maksimum faydayı sağlayın
Microsoft Dynamics NAV tüm iş süreci ihtiyaçlarınızı karşılayacak şekilde geliştirilmiştir.

Finans Yönetimi
Tüm bilgi sisteminin ana iskeleti olan muhasebe ve finans süreçlerinde, Microsoft Dynamics NAV tüm işlemlerinizi kolaylıkla kayıt edebilmeniz, izlemeniz ve farklı boyutlardan inceleyebilmeniz için gerekli araçları sunar. Diğer modüllerden gelen bilgiler ile, genel muhasebe, alacaklar muhasebesi, borçlar muhasebesi, stok, sabit kıymetler, nakit yönetimi, banka işlemleri ve mutabakat işlemlerinizi yönetebilirsiniz. Çoklu para birimi, çoklu yerleşim ve çoklu şirket ihtiyaçlarınıza da cevap vererek, tüm muhasebe işlemleriniz için tek bir çözüm sunar.

Üretim
Microsoft Dynamics NAV üretim süreçlerinizi yönetmek için gerekli tüm araçları içinde barındırır. Üretim süreçleriniz etkin ve verimli yönetebilmeniz için, ürün ağaçları, rota, üretim emri, tedarik ve kapasite planlarını oluşturmanızı sağlar. Ürün tasarımından tedariğe, kapasite planlamasından atölye yönetimine kadar tüm üretim süreçlerinizi destekler.

Tedarik Zinciri Yönetimi

Satınalma, satış ve sevkiyat süreçlerinizi Microsoft Dynamics NAV üzerinde toplayarak, iş süreçlerinizi hızlı ve sorunsuz yönetme fırsatı yakalayın. Rekabetçi ve düşük kar marjları ile çalışan sektörlerin ihtiyaçlarını karşılayan ve kendi tarzınızı yansıtabileceğiniz iş süreçlerini tasarlayın. Müşterilerinizin ihtiyaçlarına daha hızlı cevap vererek size olan sadakatlarını arttırın. Artan yönetim kabiliyetiniz ile yeni pazarlara ve iş ortaklarına ulaşın. Stok yönetimi, talep tahmini ve sipariş karşılama süreçlerinizi iyileştirip, kontrol altına alarak karlılığınızı arttırın.
İş Zekası ve Raporlama
Firmanızın her seviyesinde karar alma sürecini destekleyecek gelişmiş raporlama, analiz ve bütçeleme çözümleri ile daha doğru ve hızlı kararlar alabilirsiniz. Her an ve istediğiniz yerden sizin için önemli bilgilere ulaşarak, konsolide raporları inceleyebilir, bütçe ve fiili karşılaştırmalarını yapabilir, eğilim(trend) analizleri gerçekleştirebilirsiniz. Tüm iş süreçlerinizi, başka sisteme ihtiyaç duymadan, Microsoft Dynamics NAV üzerine toplamanız size tahmin edemeyeceğiniz değerde bilgilere ulaşmanızı sağlayacaktır. Kendi firmanız hakkındaki içgörünüzü arttırarak, gerçek potansiyelinizi keşfedin.

Müşteri İlişkileri Yönetimi
Müşteri İlişkileri Yönetimi ile satış, müşteri hizmetleri, servis ve pazarlama uzmanlarınızın günlük uğraşlarının pek çoğunu otomatize edebilirsiniz. Müşteri ve geçmiş satış bilgilerine rahatlıkla ulaşabilir; pazarlama kampanyaları hazırlayıp, hemen devreye alabilirsiniz. Müşterilerinizin sizinle gerçekleştirdiği işlem hacmini sürekli kontrol eder, eğilim analizleri yapabilirsiniz. Servis operasyonlarınızı daha karlı hale getirecek şekilde düzenleyebilirsiniz. Servis anlaşmaları yapıp, bu anlaşmalara uygun kaynak çizelgelemesi ve planlaması yapabilirsiniz. Servis için gerekli kaynak ve malzemeleri daha doğru planlayarak maliyetleriniz denetim altına alabilirsiniz. Microsoft Office Outlook® ile çift yönlü bilgi alış verişi sağlayarak, sürekli hareket halindeki satış ve servis ekibinize takvimlerini ve üzerlerine atanan işleri her an takip edebilme şansı verirsiniz. Böylece Microsoft Dynamics NAV satış ekibinizin hiçbir engel tanımadan çalışmalarını sağlar.

Birlikte Çalışma Alanları
Çalışanlarınızın bilgiyi, iş süreçlerini ve uygulamalarını aynı platforma taşımalarını sağlayarak daha etkin çalışmalarını sağlayın. Çalışanlarınızın, çalışma grupları kurmalarını, birbirleri ve diğer ekipler ile bilgi paylaşmalarını, belli konuları kendi aralarında tartışmalarını ve karara bağlamalarını sağlamak için
Microsoft Windows® SharePoint® Services uygulamalarını da kullanabilirsiniz. Microsoft Dynamics NAV ile entegre çalışan Microsoft Windows® SharePoint® Services, belge yönetimi ve iş akışlarını üstüne alarak aynı platformda komple çözüm sunar.

Uyarlama ve Geliştirme
Microsoft Dynamics NAV, iş süreçlerinize ve çalışma alışkanlıklarınıza uyum sağlamak için gerekli geliştirme araçlarını içinde barındrır. Üst düzey yetkinlik gerektirmeyecek kolaylıkta olan bu araçlar, mevcut sistem yönetici ve programcılarınız ile, sizin için gerekli uyarlama ve ek geliştirmeleri yapmanızı sağlar. Mevcut fonsiyonaliteyi kolaylıkla kendi iş yapış biçiminize uygun hale getirebilir, ek fonksiyonlar yazabilirsiniz. Bunlara ek olarak Geliştirmeciler tarafından kullanılan sektör standardı haline gelmiş tüm araçları kullanabilirsiniz. Gelişen teknolojiyi takip ederek, sadece şu an için değil, önümüzdeki yıllarda da en son ve en yaygın teknolojiyi kullanma şansı yakalarsınız.

İnsan Kaynakları Yönetimi
Çalışanlarınız hakkında gerekli tüm bilgileri düzenlemenizi ve saklamanızı saklayarak, firmanız için en önemli kaynak olan İnsan Kaynaklarını doğru yönetmenizi sağlar. Çalışan kayıtlarına istediğiniz bilgi ve dosyaları ekleyebilir, personel devam takibini gerçekleştirebilir ve çalışanlarınız hakkında istediğiniz bilgileri içeren raporlar ile en önemli yatırımınız olan insan kaynklarını etkin olarak yönetebilirsiniz.

Proje Yönetimi
Uzun dönemli projelerinizi ve bu proje içinde yapılan tüm kaynak tahsis ve kullanımlarını etkin olarak yönetebilmenizi sağlayacak fonksiyonalite Proje Yönetimi modülü ile desteklenir. Proje bütçelerini oluşturma, projelere istinaden kaynak ve malzeme kullanımını kaydetme, gelir getiren projelerde otomatik faturalama özellikleri ile projelerinizi, daha az emekle yönetebilirsiniz. Proje maliyetleri, kısıtlı kaynakların kapasite kullanımları ve bu kaynakların uygun oldukları dönemler sistem üzerinden takip edilebilir.Projelerinizi etkin olarak yönetmenizi sağlayacak tüm bilgilere ulaşarak, projelerinizin zamanında ve planlanan bütçe içinde gerçekleşmesi sağlanır.


"Bir projenin maliyetini etkileyen unsurlar bizim için çok önemli. Microsoft Dynamics NAV, bize projenin net karlılığını gösteriyor. Biz de buna göre projeye nasıl devam etmeliyiz konusunda çok daha doğru kararlar alabiliyoruz."

Erhan Feridun
Management Center Türkiye FİNANS KOORDİNATÖRÜ

http://www.pargesoft.com/ Microsoft Dynamics NAV Çözüm Ortağı

1 Eylül 2010 Çarşamba

TAM ZAMANINDA ÜRETİM ( JIT) JUST IN TIME )

Japon şirketleri, 1973 petrol krizi sonrasında girdikleri darboğazdan kurtulmak ve düşen karlılık düzeyini yükseltmek amacıyla, yeni yöntem arayışlarına girmişlerdir. Bu çabalar sonucunda TOYOTA firmasının geliştirdiği Tam Zamanında Üretim ( Just In Time) doğdu. Bu sistem, çeşitli tüketici istekleri ve sürekli artan uluslararası rekabet koşullarında olgunlaştırıldı. Günümüzde bu sistem, tüm sanayi şirketlerinin uygulamayı hedeflediği bir model haline geldi.
TAM ZAMANINDA ÜRETİM NEDİR?
Felsefenin hedefleri; israfı ortadan kaldırmak, kaliteyi geliştirmek, verimliliği arttırmak, ürünlerde ve üretim sürecinde sürekli gelişmeyi sağlamaktır. “Tam Zamanında” terimi, genellikle sloganlaşan tanımıyla sadece gerekli parçaların, gerekli olduğu miktarlarda, gerekli görülen kalite düzeyinde, gerekli olduğu zaman ve yerde üretilmesi durumunu açıklar.
Günümüz kıt kaynaklan yönetiminin de gerektirdiği gibi, pazar payını dikkate alarak stoğa yönelmeden üretim yapılmalıdır. Bu sayede parti büyüklükleri küçülecek ve bir ay aşırı üretim yapıp (talep+stok) ertesi ay boş kalmak da önlenebilecektir.
Değişik uygulamalar temelinde Tam Zamanında Üretim ( JIT ) sistemine çeşitli tanımlar getirilebilir. Bu tanımların bazıları, sistemi yalnızca stokların azaltılmasıyla sınırlar. Oysa, JIT bundan çok daha geniş kapsamlıdır. Yalnızca imalatla ilgili etkinliklerde değil, malzeme temininden depolamaya, bakım onarımdan mühendislik tasarımına, satıştan üst yönetime kadar üretim sisteminin diğer alanlarında da etkisini hissettirir. Çünkü JIT, tüm kuruluştaki zaman ve kaynak kayıplarının önlenmesi ve yok edilmesi yoluyla iş verimliliğinde önemli ölçüde ve sürekli iyiyleştirmeyi amaçlayan bir stratejidir. Daha genel bir ifade ile, JIT felsefesi, tüm birimlerin katılımıyla en az maliyet ve en yüksek müşteri memnuniyetini sağlayacak sürekli iyileştirmeyi amaçlayan bir stratejidir.
Önce sat sonra üret şeklinde özetlenebilecek bu ilkenin işleyişinde mamul-yarı mamul malzemeden oluşan gereksiz stoklar ortadan kalkıyor.
Stoksuz üretim veya envanter gibi isimlerle de bilinen JIT, tüm üretim kaynaklarının optimum kullanımı ilkesine dayanır. Bu sistemde kapital, ekipman ve işgücü gibi girdiler, en uygun bileşkelerde kullanılır. Müşterinin kalite ve teslimat konusundaki gereksinimlerinin en düşük maliyetlerle karşılandığı bir sistemin geliştirilmesi amaçlanır.
JIT’in hedefi üretimde üretkenliği engelleyen, müşterilere gereksiz maliyetler yükleyen veya firmanın rekabet gücünü tehlikeye sokan her türlü ögeyi ortadan kaldırmaktır. JIT: sisteminin geçmiş uygulamaları yok etmek gibi bir iddiası yoktur. Kendi içinde entegre bir sistem olmasına rağmen, uygulamada kuruluşun bütün birimlerini içine alması gerekmeyebilir. Ancak JIT, yan sanayi ilişkilerinden teslimata kadar, üretimle ilgili her aşamada, geleneksel yaklaşıma ters düşebilecek yeni kavram ve davranış değişiklikleri gerektiren bir sistemdir.
Kültürel bakımdan JIT ile Japonya arasında kuvvetli bağlar mevcuttur. JIT’ in Toyota imalat tesislerinde gelişmesi bu güçlü kültürel etkilerden bağımsız değildi. Japon çalışma ahlakı bu faktörlerden biridir. Bu çalışma ahlakı 2.Dünya Savaşından kısa süre sonra ortaya çıktı ve Japonların ekonomik başarısının tamamlayıcı bir parçası olarak görüldü. Bu dünyadaki en iyi üstün nitelikli yönetim tekniklerinin geliştirilmesinin arkasındaki birincil motivasyon faktörüdür. Japon çalışma ahlakı aşağıdaki maddeleri içerir.
    Çalışanlar sürdürülebilir gelişmeyi araştırmak ve daimi kılmak için yüksek derecede motive edilmelidir. Şirketler yeteneklerin birleştirilmesi, bilgini paylaştırılması, problem çözme yeteneklerinin ve fikirlerinin geliştirmesi ve ortak hedeflere ulaşma gereksinimleri için grup çalışmasına odaklanmalıdır. Çalışma zamanları boşta kalma zamanların üzerinde olmalıdır. Japon işçileri günde 14 saat çalışmaları normal karşılanır. Çalışanlar geriye kalan kariyerlerini tek bir firmada devam ettirmek isterler. Bu şekilde çalışanlar yeteneklerini geliştirme fırsatı bulurlar ve bu da şirkete sayısız kazanç sağlar. Bu çıkarların ortaya çıkışı işçi sadakati düşük işçi değiştirme maliyeti ve şirket hedeflerine ulaşmadır.
Ek olarak JIT limit dışı uygun kaynakların en yüksek kullanım derecesini elde etmek amacıyla önerilebilir. Baskı ile karşılaştıklarında, Japonlar üretim proseslerinde optimal maliyet\kalite ilişkilerine ulaşmaya çalıştılar. Bu israfı önlemeyi ve malzemeleri ve kaynakları olabilecek en etkili şekilde kullanmayı gerektirir.
JIT sisteminin özellikleri:
    Operasyon sırasına göre dizilmiş makineler Küçük ve ucuz teçhizat Tek parça akış üretimi Çok yönlü işgücü Kolay devreye alınabilen/çıkartılabilen operasyonlar U tipi hücresel yerleşim planları Tanımlı standart operasyonlardır.
JIT’İN UNSURLARI, ESASLARI, TEKNİKLERİ, VE YARARLARI
JIT’in üç temel ana esası;
    Savurganlığı ve kaçağı elimine ederek önleme, Toplam kalite kontrolü, Personel ve işçi politikalarıdır.
JIT’in esaslarının özelliklerini vurgulamak ve belirtmekte fayda vardır.
    Ürün dizaynı aşamasında yaşanan üretim problemlerini göz önünde bulundurarak, mükemmel bir arz ve ürün dizaynı kesişmelerini sağlamak, Hammaddenin alımının zamanında olmasını sağlayacak iş bağlantılarını yapmak, İleri görüşlülük, ileride neler olabileceğini iyi gözleyebilmek , Kanban metodunu kullanmak, Arz-talep dengesini, arza göre ürünün üretiminin zamanını ve siparişin hazırlık aşamasını iyi ayarlamak, Etkili bir çark sistemini, yani hammadde ve malzemeden ürüne ulaşan çark sistemini daha hızlı ve etkili olarak sağlamak.
Kullanılan JIT üretim metotlarında bulunan bazı önemli unsurlar vardır;
    Bir takım, tek tip üretim çizelgesini kurma, Çalışma alanlarını birleştirerek çekme metodunun uygulanması, İş merkezleri arasında uyumlaştırmanın sağlanması, Satın alma ve üretimin küçük miktarlarda yapılması, Hızlı, çabuk, ucuz tesis kurma ve ayarlamalar, Birden fazla becerisi olan ve elastiki yeteneğe sahip iş görenler, Yüksek kalite sevgisi ve düzeyi, Öncelikli ve etkili bakım, İlerlemeye yönelik çalışma.
JIT’in esasları başarılı bir çok ülkede ve firmada kullanılmıştır. Firmalar bu metod sayesinde dünya standartlarında rekabete ulaşmayı başarmıştır. Bu başarılar bazen sıfır yatırımla, sıfır stokla ve stoksuz üretimle, stok yapmadan elde edilmiştir.

JIT’I kullanarak başarı elde etmiş firmaların teknikleri;
a- Personeli takım çalışmasına sevk edip, disiplini ve kalite konusunda tüketici teşviği sağlayarak, herkesin kendi işiymiş gibi çalışmasını sağlamak,
b- Tam bir kalite kontrolü sağlamak. Bu da her işgörenin üretiminin kalitesinden kendisinin sorumlu olmasıdır.
c- Tam zamanında üretimi çok düşük bir stok seviyesi ile gerçekleştirmek için de, malların ihtiyaç olacak zamandan biraz önce üretimini sağlamaktır.
İşletmenin üretim sistemlerinde JIT’in kullanılması durumunda bir takım faydalar sağlanması mümkün olacaktır. JIT’in uygulanmasıyla elde edilecek yararları şu şekilde özetlemek yararlıdır:
    Yatırım ve uygunsuz çalışma ortamından hızlı bir düşüş, Malın üretimi ve sonrası satışında bekletme zamanı az olacağından fazla yer ihtiyacı olmaması, Malın kalitesi artar ve atık maliyetleri azalır. Atık maliyetinin düşmesinin nedeni ise az miktarda üretim olacağından, yapılacak bir hatada atık da az olacaktır, Ufak üretimler sayesinde hem üretilen malın, hem de stoklanacak hammadde ve malzemenin bakım ve benzeri maliyetleri düşük olur, Bir arada çalışma sayesinde de işgörenler birbirlerini görür, işlerini tanır, birbirlerine yardımcı olur, iletişim hızlanır. Bunlar da takım çalışmasının esaslarındandır. Merkezi üretim şekli sayesinde, üretim sorunları ve üretim esasları çabuk halledilebilir, Üretim maliyetleri azalır, işgücü verimliliği artar ve ürün kalitesi gelişir, Tüketici hizmetlerinde gelişme olur, Daha ufak iş çarkları oluşur.
Günümüzde birçok üretim sistemi, talebin miktar ve niteliklerindeki istikrarsızlık sorunuyla karşı karşıyadır. Bu denli değişken ve çeşitli talep değişikliklerine uyum göstererek müşterinin tam tatmini ile beraber, işletmenin karlılığını sağlayabilmesi çeşitlilik ekonomisidir. Bu yapının sağlanması da esnek teknolojik yatırımlarda mümkündür.

Günümüzde firmalar üretimin otomasyonu ve entegrasyonu ile ilgili programlar üzerinde durmaktadır. Otomasyon; insan gücünün makine ile ikame edilmesidir. Bu da sermaye yoğun bir yapı gerektirmektedir.sermaye yoğun teknolojilere yapılan yatırımlar, birim üretim maliyetlerinin düşmesini ve üretimde standartlığı sağlar. Entegrasyon; işletme içindeki fonksiyonel birimler arasındaki fiziksel ve bürokratik stokların azaltılması, mümkünse ortadan kaldırılmasıyla firmanın bütünleşmiş bir yapıda olmasını ifade eder.
Üretim tesislerinde esnek üretim sistemlerinin devreye sokulması ve satış, üretim, satın alma fonksiyonlarının entegrasyonu işletmenin ürün, servis dolayısıyla rekebet gücünü arttırır.
Örneğin: satış-üretim entegrasyonunu gerçekleştirmiş olan TOYOTA firması müşterilerine satın alacakları arabaların birçok özelliğini saptama olanağı vermektedir.
İşçiler büyük partiler yerine küçük partilerle çalıştığında, mamuldeki hatayı görmeleri kolaylaşır. Özellikle işçiler uzmanlıklarına göre bölümleştirildilerse, işçi bir öncekinden kendisine ulaşan parçadaki hatayı anında görüp buna anında müdahale edebilir. Bu da hatalı parça oranını düşürür. Ayrıca ürüne değer katmayan her şey firedir. JIT felsefesinde firenin tanımı, üretilecek miktar için gerekli olan minimum düzeyde ekipman, malzeme, işçi ve alan dışında kalan herşeydir.
JIT’İN İLKELERİ
1- Her üretim birimi, hem müşteri, hem sunucudur.
2- Müşteriler ve sunucular, üretim sürecinin uzantısıdır.
3- Sürekli olarak basite giden yollar aranmalıdır.
4- Problemi çözmek yerine, önlemek gerekir.
5- Malzeme, yarı mamul, mamul, ihtiyaç duyulduğu anda ( tam zamanında ) üretilir ya da elde edilir.
JIT’İN AŞAMALARI
Tam zamanında üretim ( JIT ) sisteminde hammadde girişinden, ürün oluşumu ve çıkışına kadar geçen süre beş aşamadan meydana gelmektedir.
Ürünün üzerinde çalışıldığı süre.
Kontrol süresi: Ürünün istenilen kalitede bulunması, eğer bu seviyede değilse,
istenilen kaliteye gelinceye kadar yapılan çalışmalar için harcanan süre.
Taşıma süresi: Ürünün bir yerden diğer yere taşınması için geçen süre.
Bekleme süresi: Ürünün, işlem görme, taşıma, kontrol gibi unsurlar için beklediği süredir.
Depolama süresi: Yarı mamul ve mamullerin işlem görme ve veya sevk edilme için stok kapsamına alınıp bekletildiği süredir.
Bu aşamalardan sadece işlem süresi ürünün değerini arttıran ve bununla ilgili çalışmaları kapsayan basamaktır. Diğer dördü maliyeti arttırır. Bu nedenle JIT’in hedefi, işleme süresi dışındaki süreleri kaldırarak, maliyeti düşürmektedir. Bu nedenle sıfır stok, sıfır makine ayarlama zamanı, sıfır temin zamanı ve sıfır malzeme taşıma üzerinde durulur.
ÖNERİLER
    Tam zamanında üretim bir sürekli iyileştirme olarak görülmelidir. Tam zamanında üretim bir yatırım projesi olarak ele alınmak ve işletme bazında; yatırım giderleri, olası yararları ile birlikte değerlendirilmelidir.
Değer ve Muda:
Genellikle JIT’in ne olduğu sorusuna verilen cevaplar bu sistemin bir Kanban sistemi olduğu ya da stoksuz üretim anlamına geldiği yolundadır. Toyota Üretim Sisteminin tam tarifini yapmak gerekirse israfların (mudaların) tamamen ortadan kaldırılmasını (elemination of waste) amaçlayan bir sitemdir. Bu bakış açısından bakıldığında ise bir üretim siteminin ötesinde bir felsefe olduğu da söylenebilir.
Muda Japonca da israf demektir. JIT terminolojisi açısından muda ürün üzerinde katma değer yaratmayan tüm faaliyetlerdir. Mudayı iki tipte tanımlamak mümkündür:
Ürün üzerinde değer yaratmamasına rağmen, mevcut teknolojiler ve üretim varlıkları nedeniyle kaçınılmaz olan mudalar. (Kaliteyi sağlamak için muayene yapmak)
Hiçbir değer yaratmayan ve hemen kaldırılabilen mudalar.
Mudaya Karşı 6 Sıfır
Toyota Üretim sisteminin temelini “entegre fabrika” tanımı oluşturur. Bu fabrika teknik boyutlarıyla altı sıfırdan oluşan bir üretim modelidir:
1.      Sıfır stok (sıfır mal fazlası, sıfır depo)
2.      Sıfır hata
3.      Sıfır çelişki
4.      Üretimde sıfır ölü zaman
5.      Müşteri için sıfır bekleme süresi
6.      Sıfır Kağıt (sıfır bürokrasi ve sıfır gereksiz iletişim)
JIT Sisteminin Dayandığı Temeller
    Ürünleri Ekonomik Üretime Yönelik Dizayn Etmek
Ürün dizayn edilirken, temin edilebilen üretim araçları ve süreçleri göz önünde bulundurulmalıdır. Gereksiz karmaşık işlemler kaldırılmalı ve ürün en az maliyetle üretilecek şekilde dizayn edilmelidir. Ürün dizaynında; modüler yapı ve basitlik mühendisin rehberi olmalıdır.
    İmalat Akışını Kolaylaştırmak İçin İşyeri Düzenlemesi Yapmak
İşyeri düzenlemede; malzeme hareketlerini en aza indirecek veya ortadan kaldıracak değişiklikler yapmalıdır. İmalat ön sürelerinin (leadtime) %90’ını işlevi üretim olmayan süreçler (non-production time) oluşturmaktadır.
    Çalışanların Katılımını Sağlayıcı Programlar Oluşturmak
İmalat sürecine çalışanların bilgisini katan ve çalışanları motive edici programlar oluşturulmalıdır. (Kalite kontrol çemberleri vb.)
    Doğru Veriyi Elde Etmeye Yönelik Çalışmalar Yapmak
Hiçbir sistem yanlış veri ile çalışamaz. Verilerin doğruluğu ve kesinliğini sağlamak için sorumlu insanlar atanmalı ve doğruluğu ölçmek için programlar oluşturulmalıdır.
    Kağıt Çalışmasını Azaltmak
Çok fazla kopyalanmış rapor, zamanla güncelliğini yitirir ve karar verme aşamasında geçersiz hale gelir. Veriyi güncelleştirmek, anında veriyi alabilmek ve etkileşimli karar vermek için gerçek zamanlı (real time) ve çevrimiçi (on-line) sistemler kullanılmalıdır.
    Iskartayı Azaltmak
Iskartanın oluşması; öncelikle kapasite, işgücü ve malzemenin israf edilmesidir. Iskartanın maliyeti, üretilen ürünün değerinden daha fazladır. Gerçek maliyet, aynı zamanda yeniden çizelgeleme, yeniden sipariş, sevkıyat, kayıp ön süreleri, vb. maliyetleri içerir.
    Stokları Azaltmak
Aşırı stoğu ortadan kaldırmak gerekir. Çünkü bu aşırı stok sadece gereksiz bir maliyet oluşturmaz aynı zamanda da işletme içindeki diğer problemleri de gizler. Stoklar çok fazla kişinin istihdam edilmesine, çok çeşitli güvenlik stoklarına ve üretim sürecinde (just in case) oluşan stoklara neden olmaktadır. Bu yüzden stokları en az düzeye düşürmek gereklidir.
    Bütün Alanlarda Sürekli Gelişmeyi Sağlamak
Varılacak hedefler ortaya konmalı ve bunlar başarıldığı zaman daha büyük hedefler ortaya konmalıdır. Örnek olarak verilerin %100 doğruluğunu sağlamak, sıfır ıskarta, sıfır stok düzeyine ulaşmaya çalışmak gibi. Bu hedeflere, gerçek problemler çözülerek ulaşılabilir.
Bu temel JIT prensipleri genel niteliklidir. Verimliliğini ve karlılığını arttırmak isteyen her işletme için uygundur. Verimliliğe ulaşmakta gerekli şartlar ise aşağıda sıralanmıştır:
    Doğru ve tam bilgi Hızlı haberleşme Kaliteye önem verme İsrafı ortadan kaldırmak için yaratıcı çözümler geliştirmek
JIT’ in Diğer Klasik Sistemlerden Farkı
JIT prensibini uygulamak isteyen bir yönetici konuyu daha derinden incelediği takdirde, geleneksel stok kontrolü ile arada önemli fark bulunduğunu görür. JIT prensibinin uygulandığı üretim sisteminin üretim özellikleri şöyle sıralanabilir:
Mamul politikası : Pazar sınırlıdır, az çeşit, çok miktar, düşük maliyet ve yüksek kalite öncelik taşır.
Kapasite kullanımı : Son derece esnek, verim nispeten az.
Fabrika düzeni : Sürekli akış, küçük alanlar, taşıma uzaklıkları.
İşgücü : Değişik yeteneklere sahip, esnek işgücü, ekip çalışması, işçiler
arasında sıkı işbirliği, etkin bir öneri sistemi, fertlerin sorumluluk taşıması, ödül sistemi.
Üretim programları : Küçük parti hacimleri, bir modelden diğerine geçiş süresi çok kısa.
Stoklar : İş istasyonları arasında minimum stok, malzeme ve parça  siparişleri çok küçük.
Tedarik kaynakları : Az sayıda tedarik kaynağı, etkin haberleşme, zamanında teslim. Tedarik kaynakları firmaya yakın mesafede.
Kalite : Çok düşük ıskarta oranı, seyrek muayene istasyonları, sürekli proses kontrolü.
Tamir bakım :Basit tamir bakım işçinin sorumluluğuna verilir. Koruyucu bakım  ağırlık taşır.
Üretim kontrolü :İşçiye sorumluluk verilir, kontrol işlemleri basit, fazla kayıt yok.
Tablo 1. Geleneksel ve JIT üretim sistemlerinin karşılaştırılması
GELENEKSEL ÜRETİM SİSTEMİJIT SİSTEMİ
Yığın üretimMakine tesislerindeki (gruplardaki) daha küçük parçalar üzerinde dikkatlerin toplanması
Fazla miktarda stokAzaltılmış stok
İmalat kurma ve yeniden faaliyete geçme süresine maruz kalınmasıİmalat kurma ve yeniden faaliyete geçme süresinin minimize edilmesi
Bir veya iki maliyet havuzundan geçerek genel imalat maliyetlerinin dağıtılmasıÜretimin az masrafla gerçekleştirilebilmesi için gerektiği kadar birkaç maliyet havuzu ile genel imalat maliyetlerinin dağıtılması
Üretim faaliyeti bittikten sonra kalite kontrolSürekli kalite kontrol
Normal ve anormal artıkların bulunmasıArtıkların tümünün anormal olması
Tek yönlü tecrübesi olan işçilerin çalıştırılmasıÇok yönlü tecrübesi olan işçilerin çalıştırılması

10 Mayıs 2010 Pazartesi

KURUMSAL KAYNAK PLANLAMASI (ERP) BİLEŞENLERİ

ERP’NİN BİLEŞENLERİ
ERP sistemi, işletmenin çeşitli iş faaliyetlerini ele alan birçok yazılım bileşenini (modülünü) tek bir veritabanı altında çalıştırmaktadır. ERP sistemlerinin en önemli özelliği de bileşenlerden oluşan modüler yapıya sahip olmalarıdır. ERP bileşenleri (modülleri), işletme fonksiyonlarına önemli katkılarda bulunan sistem elemanlarıdır. Her bölümün ERP bileşeni, süreç içerisinde uygulamak zorunda olduğu kalite prosedür ve talimatları, doldurulan formları ve iş süreci içerisinde geliştirilen alt süreçleri göz önüne alarak çalışırlar.

Bileşenler; iş akış zincirini oluşturmak, bir bölümden diğerine bilgi akışını kontrol etmek, işletmeyi müşterilerine ve tedarikçilerine bağlamak amacıyla, farklı operasyonel adımlar arasında bağlantı kurarlar ERP’nin modüler olma özelliği kurumların, gereksinimlerine göre kendilerine uyan bileşenleri bünyelerine monte etmeyi diğer bir deyişle istenilen fonksiyonları istenilen zamanda kullanmalarını sağlar. Bileşenler birbirinden bağımsız kurulabilseler de, hepsi birbiriyle bütünleşik bir yapı içinde işlevlerini yerine getirirler (http://tr.wikipedia.org/wiki).

ERP yazılımlarında çok sayıda ve çok çeşitli bileşenler bulunmakla beraber temel bileşenler Şekil 1.1’de görülmektedir.
ERPModulleri
Şekil 1.1: Temel ERP Bileşenleri

Envanter Yönetimi:Envanter yönetimi bileşeni, satın alınan malzemelerin depo/depolara girişinden, ürün olarak müşteriye satılmasına kadar olan stok süreçlerini kapsar. Bu bileşen, kurum bünyesinde bulunan tüm stoklara ait bilgileri toplayan, işleyen ve raporlayan bir sistemdir

Satış ve Dağıtım: Satış ve dağıtım bileşeni, müşteriden mamul siparişlerinin alınıp üretimden teslimine kadar olan süreci kapsar. Satış dağıtım bilgi sisteminin yapısı, şirketlerin iş alanları, bulundukları coğrafi dağılım, ürün çeşitleri vb kriterlere göre değişiklik gösterebilir
Kalite Yönetimi: Kalite yönetim bileşeni, kalite sertifikasyonunun gereksinim duyabileceği tüm takip adımlarının izlenmesini ve yönetilmesini kapsar. Üretim, ARGE, depo yönetimi, stok kontrol operasyonları ve sevkiyat işlemlerinin gereken adımlarında kalite sisteminin devreye girmesiyle, kalite standartlarına aykırı tüm kalemlerin sistem tarafından takip altına alınması ve gereken durumlarda reddedilmesi ve ardından hata düzeltici çalışma formlarının hazırlanması mümkün olmaktadır.

İnsan Kaynakları: İnsan kaynakları bileşeni, çalışanları işe alınmalarından kariyer planlamasına ve eğitim çizelgelemesine kadar, modern insan kaynakları yaklaşımlarının tüm stratejik noktalarını kapsar.

Finans Yönetimi
: Finans yönetimi bileşeni, finansal hareketlerinin, borç ve alacak takibinin, vadeli işlemlerinin takip ve kayıt edildiği bileşendir. Bu bileşen genel muhasebeden bütçelendirmeye, sabit kıymetlerden maliyet muhasebesine kadar tüm finansal operasyonları kapsar.

Üretim Planlama ve Kontrol: Üretim planlama ve kontrol bileşeni, pazarın gereksinimleri ile müşterilerin siparişlerini en uygun şekilde üretimi planlamayı, izlemeyi, maliyetlendirmeyi ve kontrol etmeyi kapsar. Daha geniş anlamda satış ve operasyonların planlaması, kısıtlamalara dayalı planlama, malzeme kaynak planlaması, talep yönetimi, üretim kontrolü, devam eden işlerin yönetimi ve kapasite planlaması, üretim planlama ve kontrol bileşeni içinde gerçekleştirilen faaliyetler arasındadır.

Tedarik Zinciri Yönetimi: Tedarik zinciri yönetimi bileşeni, şirket içi, şirket dışı ve şirketler arası minimum stokla zincir içindeki bütün katılımcıların arasında anında bilgi akışı, lojistik zinciri, uygulamaya hızlı geçiş, kapasitelerden en iyi şekilde yararlanma ve çabuk reaksiyon olanaklarını sağlar.

Satınalma: Satınalma bileşeni, işletmeye bölümlerden gelen malzeme gereksinim taleplerinin belirlenip, satıcı firmaya bildirilmesi, takip edilmesi ve teslim alınması sürecini kapsar. İşletmenin yapacağı tüm envanter, hizmet alımları ile yapılacak giderler ve bunların sonuçlarını takip eden bileşendir. Bu bileşen sipariş, finansman ve genel muhasebe bileşenleri ile gerçek eş zamanlı çalışır.

CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi:CRM bileşeni, müşterilere yönelik teklif ve kararların, büyük bir esneklik ve müşterilerle etkileşimli ilişki içinde yönetilmesine olanak sağlar. Müşteri ilişkilerini ilgilendiren faaliyetlerin tek elden planlanmasını ve organize edilmesini sağlayarak planlama ve organizasyon hatalarından kaynaklanan müşteri memnuniyetsizliklerini en aza indirgemeyi mümkün kılar.

Proje Yönetimi
: Proje yönetimi bileşeni, proje tipi iş yapan firmalar için geliştirilmiştir. Projeye ait tüm faaliyetler, belgeler, satın alımlar, maliyetler ve kaynaklar proje yönetimi bileşeni ile takip edilir. Bu bileşen genellikle muhasebe ve finans bileşeni ile entegre çalışır ve projeye ilişkin her türlü planlanan ve gerçekleşen maliyetler kolaylıkla belirli proje adı altında raporlanabilir.

http://www.pargesoft.com/ Microsoft Dynamics AX, NAV, CRM Çözüm Ortağı

25 Aralık 2009 Cuma

ERP Sistemlerinde - Üretim Yönetimi



İşletmelerin rekabet ortamında ayakta kalabilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri üç ana parametreye (kalite, verimlilik ve maliyet) bağlanmıştır-ki son zamanlarda bu parametrelere dördüncüsü “hızlı tepki verme” de eklenmiştir.  Bütün bunlar kıt kaynakların etkin kullanılmasına bağlıdır. Bu kaynaklarda hammadde-malzeme, işgücü, makine ve teçhizat ve finansmandır. Bu kaynakların etkin ve gerçekçi kullanılması üretim planlama ve kontrol faaliyetleri ile yani ÜRETİM YÖNETİMİ ile mümkündür. 

Günümüzün global iş ortamında şirketler hızlı bir değişim ve değişimin getirdiği yeni fırsatlarla karşı karşıya bulunmaktadırlar. Rekabet tüm işletmeleri daha yüksek düzeylerde hizmet vermeye iterken, gelişen teknoloji de ürünlerin yaşam döngülerini kısaltarak ve şirketleri yeni teknolojileri benimsemeye ya da pazar paylarını kaybetme riskine katlanmaya zorlamaktadır.

Yerel bazdan ulusal ve uluslar arası baza tırmanmış olan rekabet, rekabet gücünü korumak ve geliştirmek isteyen işletmelerin vizyon ve stratejilerini yeniden yapılandırmalarını gerekli hale getirmiştir. Katı ve bazende acımasız rekabet, işletmeleri ürün/hizmet kalitelerini artırmaya, pazara tepki hızını yükseltmeye ve bunları başarırken de maliyetlerini düşürmeye zorlamaktadır. Her işletme, bir tedarik zinciri içindedir. Değişimlere hızlı ve ekonomik tepki verebilmek için, işletmenin tüm fonksiyon, süreç ve kaynaklarının entegre bir şekilde planlanması ve kontrol edilmesi gerekmektedir.

Bu sürekli değişim ortamında rekabette başarılı olmak, değişen iş koşullarını önceden tahmin edebilmek ve bunlara hızla yanıt verebilmek demektir. Şirketinizin bunu yapabilmesi için işinizin tüm cephelerini güçlü ve esnek bir biçimde destekleyen sağlam bilgi sistemlerine ihtiyacı vardır. Bu sistemler şirketinize, iş uygulamalarından ve örgütsel yapılardan lojistik, proje yönetimi, finans, servis, dağıtım, nakliye ve imalata kadar her cephede değişimlere uyum sağlama yeteneği kazandıracaktır. Bütün bunları İşletme Kaynaklarını iyi planlamak ve yönetmekle yapmak mümkündür. 

Değişimle birlikte talepte çeşitlilik, teslim sürelerindeki kısaltma, kalitenin ön plana çıkması ile birlikte yepyeni  üretim yönetimi anlayışını getirdi 20.yy. sonlarına doğru  arz/talep ilişkisi 1980’lere kadar arzın yönlendirdiği Push by the industry (Sanayi’den kaynaklanan itme ) iken yeni dönemde yerini talepin yön verdiği Pull by the Customer’a ( müşteriden gelen kaynaklanan çekme ) kavramına bıraktı.

1930’lu yıllarda başlayarak başlayarak kullanılan istatistiksel stok kontrol yöntemleri( yeniden siparişş, ekonımik sipariş miktarı,ABC klasmanı vb.gibi ) bilgisayarların gelişmesi ve  özellikle 1980’liyıllarda PC’lerin yaygınlaşması ile birlikte yepyeni bir dünyaya açıldı

ABD ve bazı batı ülkelerinde geliştirilen  kantitatif bazı yöntemlerle, önce MRP ( Malzeme İhtiyaç Planlaması ) ve daha sonra geliştirilen MRP ll ( Üretim Kaynak Planlaması ) ve nihayet, ERP (İşletme  Kaynakları Planlaması ya da Kurumsal Kaynak Planlaması )’na ulaşıldı. Bu yöntemde ortak amaç, çok çeşitli ve yüksek variasyonlu ürünlerin üretim sürecinde  insan gücünden en verimli yararlanmak ve; hammadde, ara stoklar ve mamul stoklarını en aza indiren, hatta sıfır stok’u   hedef alan üretim yönetimi sistemlerine ulaşmaktı.


Üretim Yönetimin de;  Üretim , Üretim süreçleri ve yönetim söz konusudur.

Ekonomistlerin “ Fayda yaratmak” diye tanımladıkları üretimi, mühendisler; Bir fiziksel varlık üzerinde onun değerini artıracak bir değişiklik yapmayı yada hammadde veya yarı mamulü mamule dönüştürmek şeklinde tanımlıyorlar...


Yönetim kavramını da  “Değişen çevrede  sınırlı olan kaynakları  kullanarak, organizasyon amaçlarına etkili ulaşmak için başkaları ile işbirliği yapmaktır”diye tanımlarsak  Üretim Yönetiminde ki parametrelerden “Üretim Planlama”nın birinci derecede önemini vurgulamış oluruz.

Üretim Planlama  Teknikleri    

İşletmelerin yapısına göre üretimi ve bunu ilgilendiren girdileri kontrol altına alacak ve sistemli takip edecek Üretim Planlama ve Kontrol ; işletmenin hemen hemen tüm departmanları ile yakın ilişkili ve bilgi alışverişinde bulunmayı zorunlu kılar.
ÜPK tekniklerinin öğrenilmesi ve başarı ile uygulanması; mühendislik , matematik, istatistik, işletmecilik ve yöneticilik bilgilerinin,  kazanılan tecrübelerin ışığında dikkatli bir sentezi ile gerçekleşebilir.
Üretim planlaması gelecekteki üretim faaliyetlerinin düzeylerini veya limitlerini belirleyen fonksiyondur.

Üretim Planlamanın Gerekliliği :
1-Üretim sistemlerinde çeşitlilik, yoğunluk, karmaşıklığı
2-İşletme içi faaliyetlerde koordinasyon zorluğu
3-Departmanlar arası bağımlılık, ilişkilerin gelişmesi
4-Tedarik ve depolama faaliyetleri
5-Hizmet kalite ve fiyat rekabeti
6-İşletme ekonomisi gereği; işgücü, makine ve malzemenin kullanımı, kayıplarının minimize
   edilmesi zorunluluğu üretim planmasını gerekli kılan sebeplerin başında gelir.

ÜRETİM PLANLARININ  HAZIRLANMASI
 Üretim planlarında  öncelikle ele alınan veri taleptir. Doğaldır ki müşteri memnuniyeti önde gelir
1-Zaman: Tahminlerin kapsadığı zaman aralığı uzadıkça duyarlık azalır. ( aylık ile yıllık plan)
2-Ayrıntıya inme derecesi: Talep tahmini yapılacak mamul sayısı arttıkça duyarlık azalır.

 PLANLAMADA TEMEL SEÇENEKLER
1-Üretim hızını stok maliyetlerinin yükselmesi pahasına sabit tutmak
2-Talebin mevsimlik dalgalanmalarını üretim hızını değiştirerek karşılamak , stokları minimum  düzeyde tutmak
3- İki alternatifin uygun kombinasyonunu uygulamak
Bu temel  seçenekler dışında; Son zamanlar da adından sıkca soz edilen “Esnek Üretim Planlaması” ve” Stratejik Planlama”’dan da söz edilmektedir.

sonraki konumuz. Üretim planlarının uygulanması...

www.pargesoft.com Microsoft Dynamics ERP Global Partner 


10 Eylül 2009 Perşembe

Microsoft Dynamics NAV- Üretim Yönetimi


Başarılı Üretim Süreçlerinin Sırrını Biliyor musunuz?

Modern iş dünyasında üretim yapan işletmeler için en öncelikli amaç; müşterilerin beklentilerine en uygun ürün ve hizmeti en kısa sürede pazara sunmak olarak özetlenebilir. Bunu gerçekleştirirken bir yandan da iş amaçlarına en uygun yapıyı oluşturmak da önem kazanıyor. Bu noktada Microsoft Dynamics NAV kurumlara önemli değerler katıyor. Sunduğu araçlar sayesinde Microsoft Dynamics NAV, üretim emirlerinden hammadde tedariğine, tedarik planlamasından kapasite planlamasına kadar birçok sürecin etkin ve hızlı biçimde gerçekleşmesini sağlıyor.

Temel Üretim : üretim süreçlerinin bütününe yönelik kapsamlı özellikler sunan Microsoft Dynamics NAV temel üretim özellikleri ile de ön plana çıkıyor. Microsoft Dynamics NAV, farklı üretim emirleri (benzetimli, planlanmış, kesin planlanmış, serbest bırakılmış, tamamlandı), paket siparişlerin yönetilmesi, FIFO LIFO ve özel maliyetlendirme sağlayan esnek maliyetlendirme sistemleri, tüketim ve üretim girişleri gibi birçok üretim işlemini gerçekleştirmeyi mümkün kılar. Ayrıca Microsoft Dynamics NAV sayesinde ürün ağaçları oluşturmak, sürüm yönetimi yapmak da son derece kolay.

Malzeme Kaynak Planlaması : Üretimin aksamaması için malzemelerin zamanında ve doğru biçimde tedarik edilmesi son derece önemlidir. Microsoft Dynamics NAV, bu süreçte gerekli olan temel tedarik planlama ve talep tahmini özellikleri ile malzeme yönetimini etkin kılar. Çok konumlu planlama, sipariş taahhütleri, akıllı MRP çizelgeleme, malzeme-kapasite-maliyet planlamasını aynı anda yapabilme, farklı üretim seçeneklerini gösteren çoklu çalışma sayfaları talep tahmin ve ana üretim çizelgesi gibi birçok özelliği sayesinde tedarik planlama süreçlerini kolay ve etkin bir hale getirir.

Kapasite Planlama : Microsoft Dynamics NAV’ın kapasite planlama araçları ve özellikleri de oldukça fazla. Atölye takvimi ve varyantlar, üretim akışları, paralel çizelgeleme, ıskarta ve durma kodlaması, makine merkezleri, sonlu yükleme gibi birçok konuda avantajlar ve kapsamlı özellikler sunan Microsoft Dynamics NAV sayesinde malzeme planlama süreçleri çok daha kolay ve etkili gerçekleştirilebilir.

BUMERANG