Stok Yönetimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Stok Yönetimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Temmuz 2012 Pazartesi

KOBİ sahipleri ve "dinamik bilginin" değeri


Dr Rüştü BOZKURT / İşletme Yönetim Uzmanı
Hepimiz "bilgi-odaklı iş" yapmadan, değil uzun dönemli geleceğimizi, ortak ve kısa dönemli geleceğimizi bile güven altına almanın güçlüklerini biliyor ve anlıyoruz.
Bilgiyi, geçmişe dönük "durağan bilgiler" ve geleceği inşa etmenin "dinamik bilgileri" diye ayırmalıyız.
Geçmişin deneyim ve birikimini yansıtan bilgiler çok gereklidir. Biz insanlar, geçmişimizi iyi analiz edersek, çıkaracağımız derslerden, geleceği inşa etmede yararlanırız.
Bütün KOBİ'lerin bir geçmişleri, geçmişte kazandıkları deneyim ve birikimlerin zihinlerinde kristalleşen yargılar vardır; olmalıdır.

Asıl önemlisi, geçmişin durağan bilgilerine saplanıp kalmamaktır. Geçmişteki başarılarımızı da, başarısızlıklarımızı da aşırı değerlendirmeyelim. İşin sırrının "dengede" olduğunu hiç unutmayalım.

Geleceğimizi güven altına almanın "dinamik bilgisi" nasıl üretilir? Bir KOBİ sahibi ya da yöneticisi bu konuda neler yapmalıdır?

Öncelikle dünya genelinde her şeyi ve hepimizi etkileyen "genel eğilimler" hakkında bilgiye ve fikre sahip olmalıdır:

•Bilgi Toplumu aşamasının ne anlama geldiğini zihninde netleştirmelidir.
•Göçlerin ve kentleşme sürecinin, iş hayatımız kadar kişisel hayatımızın nasıl etkilediğine kafa yormalıdır.
•Ekonomide güç merkezi kaymasının olası etkileri hakkında düşünmüş olmalıdır.
•Tüketici değer, beklenti ve davranışlarının ne yönde geliştiğini merak etmiş olmalıdır.
•Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hızını, iş süreçleri ve işgücü profillerini nasıl değiştirdiğini gözlemelidir.
•Teknolojiye kolay erişebilirliğin üretimin mekansal dağılımını yeniden biçimlendirmesi üzerine bir fikre sahip olmalıdır.
•Sınırlı şeffaflıktan sınırsız şeffaflığa geçişi geçiş sürecinin etkilerini anlamak için zaman ayırmalıdır.

Denebilir ki, bir KOBİ sahip-yöneticisinin günlük çek, senet, ücret ödemesi, malzeme alımı, alacakların tahsili gibi çetrefil bir dizi işi varken, sözünü ettiğimiz eğilimleri anlama konusuna ayıracak zamanı var mıdır?

O zaman herkese şu soruyu yöneltmek isterim: Siz, çek, senet, risk sermayesi, banka kredisi, alacaklar, vadeler vb. güne fazlaca saplanıp kalırsanız, genel eğilimlerin etkileri iyice belirgin hale geldiğinde alacağınız tedbirlerin maliyeti daha yüksek olmaz mı?

"Dinamik bilgi" geleceğimizi biçimlendirecek temel eğilimlerin içinde saklıdır. Biz o eğilimleri kavramalıyız ki, kendi sektörümüzü ve iş alanımızı doğru tanımlayabilelim, gelişmeleri betimleyebilelim ve belirleyelim.
Demiyorum ki, krediniz, enerji maliyetiniz çekiniz, senediniz, vade, döviz kurunuz, vergi oranınız vb... önemsizdir... Demiyorum ki, banka ilişkilerinizi ihmal edin. Değişik destekleri yakın izlemeyin anlamında da bir şey söylemiyorum.

Diyorum ki, günlük sorunlar işlerin yarısıdır; diğer yarısı, geleceği biçimlendiren genel eğilimlerin kavranması, varsayımların sorgulanması, geleceğe taşıyacak zihni modellerin oluşturulmasıdır.
Bazılarına söylenenler çok "teorik" gelebilir... Unutmayalım ki, ciddi bir teori olmadan, tutarlı bir pratik asla olamaz... Bilginini değerlisi gelecek yaratan dinamik bilgidir.

Kaynak  : http://www.istekobi.com.tr web sitesi

11 Haziran 2012 Pazartesi

ERP Sistemlerinde Optimum Stok Yönetimi

MALZEME MİKTARI İLE İLGİLİ SORUNLAR

Sanayi işletmelerinin kullandıkları malzemenin çeşitleri kimi kez binlerce kaleme ve eldeki malzeme stoklarının değeri de milyarlarca liraya varabilir. Bu nedendir ki sadece imalat esnasında kullanılan malzemenin cinsi değil, malzemenin elde bulunması gereken miktarı da önem gösterir. Ortaya çıkan sorunlar;

1. Sürekli ve alakasız bir üretime olanak verebilmek için gerekli tür ve nitelikte malzemeden elde yeterli miktarda bulundurmak

2. Eldeki stoklara olabildiği kadar az sermaye bağlamak

3. Eldeki malzemeyi zaman ve emek bakımından en kolay kullanılabilecek biçimde güvenlik içinde bulundurmak.

Sıralanan sorunlar kısmen üretim bölümünü, kısmen de yönetim ve finansman servislerini ilgilendirir. Bir sanayi işletmesinde üretimden sorumlu olanların amacı, imalat programının aksaksız olarak gerçekleştirilmesidir. Buna göre malzeme eksikliğinden üretimin aksaması gibi bir sorunu ortadan kaldırmak için üreticiler her malzemeden olabildiğince fazla elde bulundurulmasını isterler. İşletmede finansman bölümünün amacı ise işletmenin faaliyetlerini en az sermaye bağlayarak gerçekleştirmektir. Bundandır ki finansman bölümü çalışanları stokların gereksinimi karşılayabilecek en düşük düzeyde tutulmasını isterler. Bu iki zıt görüşü birleştirmek amacı ile işletmecilikte “Stok Kontrolu” son yıllarda büyük önem kazanmış ve bu alanda matematiksel yöntemler ve bilgisayardan geniş çapta yararlanılmıştır.Ve bu amaçları gerçekleştirebilmek için, başvurulabilecek başlıca önlemler;

1. Her şeyden önce satış ve üretim kısımları arasında eşgüdüm sağlanmalıdır. İşletmenin “üretim planı” yapılan satış tahminleri doğrultusunda hazırlanmalı. 
2. Hangi mamullerden ne miktarda üretileceği kararlaştırıldıktan sonra, programı gerçekleştirmek için gerekli malzemenin cins, miktar ve tedarik zamanı ile ilgili “malzeme tedarik planı” yapılmalıdır. 
3. Satın alma işleri bir merkezden ve düzenli yürütülmeli, fiyat bakımından en uygun koşullar sağlanmaya çalışılmalı. 
4. Malzemenin güvenli ve imalata kolay varabilecek bir şekilde bulundurulması sağlanmalıdır. Kullanım ve stok miktarı hızlı ve sağlıklı kontrol edilmeli.

OPTİMAL SİPARİŞ MİKTARI
Bir malzemeden bir seferde ne miktarda satın alınması halinde işletme için en az maliyet olacağı konusu literatürde “optimal sipariş miktarı” olarak geçer. Bu sorun yalnızca dışarıdan malzeme satın alınması değil, işletmede imal edilecek bir mamulün parti ve seri büyüklüğünün saptanması için de söz konusu olur. Konu şu sorularla daha iyi açıklanabilir. Bir malzemeden ufak partiler halinde, fakat bir zaman zarfınsa bir çok kez sipariş vermek mi daha uygundur. Yoksa bir seferde örneğin bütün bir yılın gereksinimini karşılayacak miktarda malzeme sipariş etmek mi daha hesaplıdır.

ÇOK STOK BULUNDURMANIN MALİYETİ

1. Çok stok için daha büyük bir depo yerine ihtiyaç olduğundan, depo kirası ve depo binası amortismanları çok olur.

2. çok stok çok sermaye bağlamasını gerektirdiğinden, faiz maliyetleri yükselir.

3. Büyük stoklar fiziki bakımdan bozulabileceği gibi faiz bakımından da değer kaybına uğrayabilir. Karşılaşılabilecek rizikolar için ödenen sigorta primleri de maliyeti artırır.

4. Büyük stoklar, stok bulundurma ve kayıt işlemleri için daha çok eleman, malzeme ve enerji maliyetleri gerektirebilir.

AZ STOK BULUNDURMANIN MALİYETLERİ

1. Az stok bulundurmak ufak partiler halinde fakat çok sayıda sipariş vermek demek olacağına göre, sipariş, nakliye ve depolama işlemleri maliyetleri çok olur.

2. Yetersiz stok yüzünden üretim aksayabilir ve bu aksamalar maliyete katma değer sağlar

3. Üretim aksaması dolayısıyla satışlar da azalacağından, satışlardan beklenen katkı da düşer

4. Üretim ve satış akaklıkları yüzünden kaybedilen müşteriler, işletme için bir “goodwill” veya firma değeri kaybı olur

STOK BULUNDURMA (STOKLAMA) MALİYETİ
Çoğunlukla belirli bir yüzde veya birim başına belirli bir tutar olarak kabul edilen bu maliyetlerin ortalama stok için yapılan faiz, kira, sigorta, v.s. gibi bütün maliyetleri içine aldığı varsayılmaktadır. Ortalama stok olarak sipariş miktarının ½’si temel alınmaktadır.

SİPARİŞ MALİYETLERİ Bir siparişin verilmesinden depoya girmesine kadar geçen her türlü yazışma, tesellüm, kontrol ve kayıt maliyetleri “sipariş maliyeti” olarak tek bir tutar biçiminde belirtilmektedir. Pratikte belirli bir hesap dönemi içerisinde katlanılan bu tür maliyetlerin sipariş sayısına bölünmesiyle ortalama bir sipariş maliyeti hesaplanmaktadır. Optimal sipariş miktarını bulabilmek için, yukarıda sözü geçen iki maliyetin toplamının en az (minimum) olması gerekmektedir.

STOK KONTROLU Stok kontrolünün en önemli sorunlarından biri olan optimal sipariş miktarı konusu yukarıda incelendikten sonra, bu kontrolle ilgili diğer bazı sorunlarda aşağıdaki gibidir.

a) En az stok miktarı Herhangi bir hammaddeden elde en az ne miktarda bulunması gerektiği özellikler şu faktörlere bağlıdır.
Günlük kullanımı
Tedarik süresi
Emniyet stoku ihtiyacı
Bir malzemeden günlük kullanım miktarı ne kadar çok ve bu malzemenin tedarik süresi ne kadar uzun olursa, elde o kadar çok stok bulundurmak gerekmektedir.

b) Stok miktarının izlenmesi Çeşitli malzeme için en az stok miktarı saplandıktan sonra, eldeki stokların fiilen bu miktarların altına düşüp düşmediğini sürekli olarak izlemek ve kontrol etmek gerekir. Bu konuda uygulanan birkaç yönteme kısaca değinmekle yetinelim. ABC Yöntemi: sanayi işletmelerinde az veya çok kullanılan

24 Haziran 2010 Perşembe

İşletmelerde Optimum Stok Yönetimi – MRP İle Stok Kontrolu


MALZEME MİKTARI İLE İLGİLİ SORUNLAR

Sanayi işletmelerinin kullandıkları malzemenin çeşitleri kimi kez binlerce kaleme ve eldeki malzeme stoklarının değeri de milyarlarca liraya varabilir. Bu nedendir ki sadece imalat esnasında kullanılan malzemenin cinsi değil, malzemenin elde bulunması gereken miktarı da önem gösterir. Ortaya çıkan sorunlar;

1. Sürekli ve alakasız bir üretime olanak verebilmek için gerekli tür ve nitelikte malzemeden elde yeterli miktarda bulundurmak

2. Eldeki stoklara olabildiği kadar az sermaye bağlamak

3. Eldeki malzemeyi zaman ve emek bakımından en kolay kullanılabilecek biçimde güvenlik içinde bulundurmak.

Sıralanan sorunlar kısmen üretim bölümünü, kısmen de yönetim ve finansman servislerini ilgilendirir. Bir sanayi işletmesinde üretimden sorumlu olanların amacı, imalat programının aksaksız olarak gerçekleştirilmesidir. Buna göre malzeme eksikliğinden üretimin aksaması gibi bir sorunu ortadan kaldırmak için üreticiler her malzemeden olabildiğince fazla elde bulundurulmasını isterler.

İşletmede finansman bölümünün amacı ise işletmenin faaliyetlerini en az sermaye bağlayarak gerçekleştirmektir. Bundandır ki finansman bölümü çalışanları stokların gereksinimi karşılayabilecek en düşük düzeyde tutulmasını isterler. Bu iki zıt görüşü birleştirmek amacı ile işletmecilikte “Stok Kontrolu” son yıllarda büyük önem kazanmış ve bu alanda matematiksel yöntemler ve bilgisayardan geniş çapta yararlanılmıştır.Ve bu amaçları gerçekleştirebilmek için, başvurulabilecek başlıca önlemler;

1. Her şeyden önce satış ve üretim kısımları arasında eşgüdüm sağlanmalıdır. İşletmenin “üretim planı” yapılan satış tahminleri doğrultusunda hazırlanmalı.

2. Hangi mamullerden ne miktarda üretileceği kararlaştırıldıktan sonra, programı gerçekleştirmek için gerekli malzemenin cins, miktar ve tedarik zamanı ile ilgili “malzeme tedarik planı” yapılmalıdır.

3. Satın alma işleri bir merkezden ve düzenli yürütülmeli, fiyat bakımından en uygun koşullar sağlanmaya çalışılmalı.

4. Malzemenin güvenli ve imalata kolay varabilecek bir şekilde bulundurulması sağlanmalıdır. Kullanım ve stok miktarı hızlı ve sağlıklı kontrol edilmeli.

OPTİMAL SİPARİŞ MİKTARI
Bir malzemeden bir seferde ne miktarda satın alınması halinde işletme için en az maliyet olacağı konusu literatürde “optimal sipariş miktarı” olarak geçer. Bu sorun yalnızca dışarıdan malzeme satın alınması değil, işletmede imal edilecek bir mamulün parti ve seri büyüklüğünün saptanması için de söz konusu olur. Konu şu sorularla daha iyi açıklanabilir. Bir malzemeden ufak partiler halinde, fakat bir zaman zarfınsa bir çok kez sipariş vermek mi daha uygundur. Yoksa bir seferde örneğin bütün bir yılın gereksinimini karşılayacak miktarda malzeme sipariş etmek mi daha hesaplıdır.

ÇOK STOK BULUNDURMANIN MALİYETİ

1. Çok stok için daha büyük bir depo yerine ihtiyaç olduğundan, depo kirası ve depo binası amortismanları çok olur.

2. çok stok çok sermaye bağlamasını gerektirdiğinden, faiz maliyetleri yükselir.

3. Büyük stoklar fiziki bakımdan bozulabileceği gibi faiz bakımından da değer kaybına uğrayabilir. Karşılaşılabilecek rizikolar için ödenen sigorta primleri de maliyeti artırır.

4. Büyük stoklar, stok bulundurma ve kayıt işlemleri için daha çok eleman, malzeme ve enerji maliyetleri gerektirebilir.

AZ STOK BULUNDURMANIN MALİYETLERİ

1. Az stok bulundurmak ufak partiler halinde fakat çok sayıda sipariş vermek demek olacağına göre, sipariş, nakliye ve depolama işlemleri maliyetleri çok olur.

2. Yetersiz stok yüzünden üretim aksayabilir ve bu aksamalar maliyete katma değer sağlar

3. Üretim aksaması dolayısıyla satışlar da azalacağından, satışlardan beklenen katkı da düşer

4. Üretim ve satış akaklıkları yüzünden kaybedilen müşteriler, işletme için bir “goodwill” veya firma değeri kaybı olur

STOK BULUNDURMA (STOKLAMA) MALİYETİ

Çoğunlukla belirli bir yüzde veya birim başına belirli bir tutar olarak kabul edilen bu maliyetlerin ortalama stok için yapılan faiz, kira, sigorta, v.s. gibi bütün maliyetleri içine aldığı varsayılmaktadır. Ortalama stok olarak sipariş miktarının ½’si temel alınmaktadır.

SİPARİŞ MALİYETLERİ

Bir siparişin verilmesinden depoya girmesine kadar geçen her türlü yazışma, tesellüm, kontrol ve kayıt maliyetleri “sipariş maliyeti” olarak tek bir tutar biçiminde belirtilmektedir. Pratikte belirli bir hesap dönemi içerisinde katlanılan bu tür maliyetlerin sipariş sayısına bölünmesiyle ortalama bir sipariş maliyeti hesaplanmaktadır. Optimal sipariş miktarını bulabilmek için, yukarıda sözü geçen iki maliyetin toplamının en az (minimum) olması gerekmektedir.

STOK KONTROLU

Stok kontrolünün en önemli sorunlarından biri olan optimal sipariş miktarı konusu yukarıda incelendikten sonra, bu kontrolle ilgili diğer bazı sorunlarda aşağıdaki gibidir.

a) En az stok miktarı Herhangi bir hammaddeden elde en az ne miktarda bulunması gerektiği özellikler şu faktörlere bağlıdır.

- Günlük kullanımı

- Tedarik süresi

- Emniyet stoku ihtiyacı

Bir malzemeden günlük kullanım miktarı ne kadar çok ve bu malzemenin tedarik süresi ne kadar uzun olursa, elde o kadar çok stok bulundurmak gerekmektedir.

b) Stok miktarının izlenmesi Çeşitli malzeme için en az stok miktarı saplandıktan sonra, eldeki stokların fiilen bu miktarların altına düşüp düşmediğini sürekli olarak izlemek ve kontrol etmek gerekir. Bu konuda uygulanan birkaç yönteme kısaca değinmekle yetinelim. ABC Yöntemi: sanayi işletmelerinde az veya çok kullanılan

http://www.pargesoft.com/ Microsoft Dynamics AX NAV CRM ERP Partneri

http://www.karedanismanlik.com/ web sitesinden alıntıdır.

13 Mayıs 2010 Perşembe

ERP Sistemlerinde Stokların Sınıflandırılması

Stok tanımına giren bütün varlıkları bir arada incelemek yanılmalara sebep olabilir. Stok edilen varlıklar arasında; cins, değer, kullanılma yeri, stoklama biçimi gibi faktörler açısından farklılıklar vardır. Bunları amaca uygun biçimde sınıflandırarak incelemede fayda vardır. ÜPK, tedarik, satış ve maliyet muhasebesi departmanları açsından da uygun görülen stok sınıflandırılması şöyledir: 

ERPHammadde (a) Hammaddeler : İşletmede imalata giren ve üzerinde işlem yaparak değer kazandırılan tüm varlıklar hammaddedir. Bu iktisattaki birincil madde kavramından farklıdır. Hammadde tanımı işletmeye göre değişebilir. Örneğin, bir demir-çelik fabrikasında demir filizi hammadde, pik mamuldür. Halbuki kalorifer radyatörleri üreten fabrikada pik hammadde, radyatör dilimleri mamuldür.
(b) Yan mamuller : Üzerlerinde yapılması gereken işlemler henüz tamamlanmamış bulunan ve iş istasyonları arasındaki ara depolarda biriktirilen varlıklardır. Bunların yan mamul niteliği bir süre sonra, son işlemlerin tamamlanması ile mamule dönüşür.
(c) Mamuller : Fabrika içinde yapılması düşünülen işlemlerin tümü tamamlandıktan sonra müşteriye teslim edilmek üzere ambara konulan varlıklardır. Mamuller, belirli bir aşamayı tamamlayıp belirli bir yerde hareketsiz durdukları için, sayma, değerleme ve kontrol açısından pek güçlük göstermezler. Hammadde ve yarı mamullerde belirsizlik nispeten fazla olduğundan kontrolleri daha güçtür.
(d) Hazır parçalar : Mamulün bir kısmını oluşturan ve genellikle dışarıdan tedarik edilen varlıklardır. Bunlar cıvata, somun gibi basit fakat çok kullanılan parçalar olabileceği gibi, elektrik motoru, dişli kutusu, jeneratör gibi büyük mamullere monte edilen karmaşık mamuller de olabilir.
(e) Yardımcı malzemeler : Mamulde doğrudan kullanılmayan veya yer almayan, tamir parçaları, kesme sıvısı, makina yağı vb. malzemelerdir.
Bu genel sınıflandırma işletmenin amaçlarına göre farklı biçimde yapılabilir veya yukarıdaki sınıflardan birine alt sınıflar eklenebilir. Örneğin, stokların hizmet ettikleri ana amaç göz önüne alınarak şöyle bir sınıflandırma yapılabilir:
(1)Talep dalgalanmalarını karşılamak amacı ile oluşturulan stoklar.
(2) Beklenmedik aşırı talebi karşılamak amacına hizmet eden stoklar.
(3) Sipariş ve elde bulundurma maliyetleri toplamını minimum yapan ekonomik sipariş miktarı stokları.
(4) Üretim kaynağı ile tüketici arasında taşınan miktarı karşılamak amacı ile oluşturulan dağıtım stokları.
Bunun gibi mamulün değerini, tedarik süresini, tüketim hızını vb. kriterleri temel alan başka sınıflandırmalar yapmak mümkündür. Bu bölümdeki açıklamalar bakımından stok sınıfları yerine bir stok kontrol faaliyetindeki temel elemanlar önem taşır. İşletmenin stok durumunu formüle etmek için; talep (tüketim) hızı, tedarik süresi, maliyetler, üretim hızı vb. faktörler önem taşır. Dışardan alınan bir parça ile, işletme içinde hareket eden malzeme arasında formülasyon bakımından bir fark yoktur. Dolayısıyla hammaddeler için geliştirilen bir formül, sadece katsayıları değiştirmek şartı ile mamullere veya yardımcı malzemelere de uygulanabilir.
http://www.pargesoft.com/ Microsoft Dynamics AX NAV ve CRM Çözüm Ortağı

10 Mayıs 2010 Pazartesi

YARI MAMULLERİN MALİYETLENDİRME YÖNTEMİ

UretimMaliyetlendirme Özellikle safha maliyet sistemini kullanan ve büyük birimler halinde üretim yapan işletmelerde maliyetlendirme çalışmalarının daha dikkatli bir şekilde yürütülmesi gereklidir. Çünkü, üretim işlemi birden fazla esas üretim gideri yerinde gerçekleşmekte, her esas üretim gider yerinde işlem gören birimler ile yan mamul olarak kalan birimlerin maliyetlendirilmesi önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında, dönem sonunda yarı mamul olarak kalan birimlerin bir sonraki dönemin dönem başı yarı mamul birimlerini oluşturması durumu maliyetlendirme çalışmalarının daha bir özenle ve birtakım maliyetleme yöntemleriyle yapılmasını gerektirir.
Esasında safha maliyet sisteminde, döner başı yarı mamul bulunmaması halinde maliyetlendirme çalışmaları çok fazla sorun teşkil etmez. Fakat dönem başı yarı mamulün bulunması durumunda maliyetlendirme çalışmalarında dikkat edilmesi gereken önemli hususlar bulunmakta ve bu çalışmanın da çıkış noktasını oluşturmaktadır.
SAFHA MALİYET SİSTEMİNDE DÖNEM BAŞI YARI MAMUL STOKLARININ BULUNMASI DURUMU
Bilindiği üzere, safha maliyet sistemi; üretimin birbirine paralel ve zincirleme olarak bağlı esas üretim gider yerlerinde gerçekleştiği, sürekli olarak ve kitle halinde bir tek veya birkaç mamulün üretildiği işletmelerde uygulanır. Bu sistemde üretim türü, sipariş maliyet sisteminde olduğu gibi özel istek ve beğenilere göre değil, daha çok belirli stoklama döneminden sonra satış amacıyla yapılır. Birbirine benzerlik gösteren eşdeğer özellikte sürekli mamul üretimi gerekli olan üretim işletmelerinde üretilen mamulün maliyetini saptayabilmek için belirli dönemlerde (haftalık, aylık gibi) üretimi durdurmak mümkün olmasa bile, durmuş gibi işlem yapılarak maliyetleri belirleme yoluna gidilebilir. Hiç kuşkusuz, bu gibi durumlarda dönem başı yarı mamul stokunun bulunma "maliyetlendirme çalışmalarını daha da güçleştirmekte ve maliyet hesaplama çalışmalarında bazı değerleme yön­temlerinin kullanılmasını zorunlu kıl­maktadır.

Safha Maliyet Sistemi Uygulamasında Önemli Ayrıntı Üretim tekniği gereği bu sistemi kullanmak zorunda olan işletmelerin ilgili üretim safhalarında, mali­yetlendirme döneminin sonunda ya­rı mamul stok kalıyor ve doğal ola­rak bu stoklar bir sonraki mali­yetlendirme döneminin dönem başı yarı mamul stoklarını oluşturarak mamul haline gelmeleri için tekrar ilgili safhada üretim sürecine dahil ediliyorsa, safha maliyet sistemine ilişkin hesaplama çalışmalarını yürü­türken ya FIFO (İlk Giren İlk Çıkar-First in First Out) ya da Orta­lama Maliyet Yönteminin kullanıl­ması kesin olarak gerekmektedir.

Daha da ileriye gidilecek olursa; lite­ratürde dönem başı yarı mamullerin maliyetlendirilmesinde LIFO yönte­minin kullanılabileceği belirtilmekte­dir. Ancak, yarı mamullerin maliyet­lendirilmesinde LIFO yönteminin kullanılması biraz da mantıksız oldu­ğundan, son yıllarda yazılan kitaplar­da artık LIFO yöntemine pek yer ve­rilmemektedir. Bu noktada şu önemli ayrıntı vur­gulanmalıdır: Şimdiye kadar söz edilen envanter değerleme (akış) yöntemle­rinin ilk madde ve malzemelerin değer­lemesinde kullanılan yöntemlerden farklılığı bulunmaktadır. Mantığı aynı olmasına karşın uygulama yeri farklı­dır. Birbirine karıştırılmamalıdır.

İlgili safhanın başında tekrar üretim sü­recine sokulacak olan yarı mamul sto­ku, bir önceki dönemde işlem görmüş ve maliyet payı almış olabilir. Fiyat ha­reketlerinin olduğu bir ortamda bir ön­ceki dönemde gerçekleşen direkt ilk madde ve malzeme, direkt işçilik ve GÜG (genel üretim giderleri) tutarları ile bir sonraki dönemde­ki maliyet unsurlarının tutarları birbi­rinden farklılık arz edebilir. Safha ma­liyet sistemini uygulayan işletmelerde dönem başı yan mamul bulunması du­rumunda maliyetlendirme çalışmala­rında yukarıda söz edilen yöntemler­den bir tanesinin kullanılmasını zo­runlu kılmaktadır.

Yarı mamul, MSUGT'ye (Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği) göre düşü­nüldüğünde aynı zamanda bir stok kalemidir (151 YARI MAMULLER ÜRETİM) ve değerlemesinin de bir değerleme yöntemlerine göre yapıl­ması gereklidir. Maliyetleme çalışmalarında stokta kalan yarı mamul FIFO yöntemi gereğince üretime ön­celikli olarak mı verilecek? Yoksa bu kalemlerin üretim işlemi sonucundaki değerlemesi yapılırken önceki dö­nemden almış oldukları paylara göre ortalaması alınarak mı yapılacaktır? Burada karar işletmelere aittir. İşlet­meler isterlerse "FIFO"yu isterlerse" Ortalama Maliyet Yöntemi"ni kullanarak maliyetlendirme yapabilirler. Ancak bu noktada karar verilir­ken fiyat hareketlerinin maliyet­lendirme çalışmaları üzerindeki etki­sini göz ardı etmemelidirler.

Yukarıda açıklandığı üzere safha mali­yet sisteminde dönem başı yarı mamul stok bulunması durumunda FIFO ve ortalama maliyet yönteminden birinin kullanılması zorunludur. Özellikle bu hususa hem uygulamacılar dikkat etmeli, hem de yanşma sınavlarında bu konuda sorulacak olan sorularda bu önemli ve özellikli durum göz ar­dı edilmeyerek hangi yönteme göre maliyet hesaplanacağı önceden belir­tilmelidir. Eğer uygulamacılar bu özellikli ayrıntıyı ihmal ederek maliyetlendirme çalışmalarını yürü­türlerse, doğru olmayan birim mali­yetleri hesaplayarak yanlış değerleme yapılmasına yol açabilirler.

Ayrıca, MSUGT'de gelir tablosu dipnotlarına da kanımızca bu konuda gereken eklemelerin yapılma­sı uygun olacaktır. Şöyle ki; gelir tablosunun 9. dipnotu Tebliğ'de şu şekilde derlenmiştir;  "Maliyet he­saplama sistemleri (safha ve sipa­riş) ve stok değerleme yöntemleri (ağırlıklı ortalama maliyet, ilk gi­ren ilk çıkar, hareketli ortalama maliyet gibi)" konularda açıklama yapılmalıdır. Dikkat edilirse bu dip­notta mamul üretimi için kullanılmak amacıyla stoklanan hammadde ve malzemeler, ticari mallar ve diğer stoklar için muhasebede kayıtların yapılmasını etkileyen kalemlerin de­ğerlemesinden bahsederken, safha maliyet sistemini kullanan işletmeler­deki maliyet hesaplama çalışmalarını yakından ilgilendiren yarı mamullerin üretime aktarılmasında son derece önemli olan FIFO ve ortalama maliyet yöntemine ilişkin bir dipnot bulun­mamaktadır. Bu dipnotta sadece hangi maliyet sistemini kullandığının (safha ve sipariş gibi) belirtilmesi istenmek­te, fakat dönem başı yarı mamul varsa safhalara ilişkin maliyetlendirme çalışmalarını etkileyecek olan yöntemle­re hiç değinilmemektedir. Bu bağlam­da gözden kaçan bu durumun 9. gelir tablosu dipnotuna yaptığımız açıkla­malar doğrultusunda eklenmesi bu ka­rışıklığı ortadan kaldıracaktır.

Diğer yandan, bu yöndeki açıklamala­rın gelir tablosu dipnotunda yer alma­sı gerekliliği genel kabul görmüş mu­hasebe ilkelerinden tutarlılık ilkesi gereğince de zorunludur. Eğer 9. dip­nota önerdiğimiz türden bir ibare yazılmazsa, safha maliyet sistemini kullanan işletmeler aynı yıl içerisinde bu yöntemleri tutarlılık ilkesine aykırı biçimde değiştirerek yanlış değerle­meye neden olabileceklerdir.

SONUÇ
Özellikle, safha maliyet sistemini kullanan ve büyük birimler halinde üretim yapan işletmelerin stoklarında yarı mamul bulunması durumunda, bunların maliyetlendirilme çalışmala­rında yöntem kullanılması zorunludur. Aksi halde, maliyet hesaplayabilmek mümkün değildir. "FIFO" veya "Ortalama Maliyet" yöntemlerinden birisinin kullanılması gerektiğine göre bu yöntemin de hazırlanacak bilanço veya gelir tablosu dipnotlarında belir­tilmesi gereklidir. Kanımızca en uy­gun yer de gelir tablosunun 9 no.lu dipnotuna maliyet hesaplama siste­minden sonra "yarı mamullerin maliyetlendirilmesinde FIFO/Ortalama Maliyet Yöntemi kullanılmak­tadır" biçiminde bir not uygun ola­caktır.

Kaynak; Süleyman YÜKÇÜ Türker SUSMUŞ Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Ege Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Araştırma Görevlisi
http://www.pargesoft.com/ Microsoft Dynamics AX, NAV Çözüm Ortağı

10 Eylül 2009 Perşembe

Microsoft Dynamics NAV- Üretim Yönetimi


Başarılı Üretim Süreçlerinin Sırrını Biliyor musunuz?

Modern iş dünyasında üretim yapan işletmeler için en öncelikli amaç; müşterilerin beklentilerine en uygun ürün ve hizmeti en kısa sürede pazara sunmak olarak özetlenebilir. Bunu gerçekleştirirken bir yandan da iş amaçlarına en uygun yapıyı oluşturmak da önem kazanıyor. Bu noktada Microsoft Dynamics NAV kurumlara önemli değerler katıyor. Sunduğu araçlar sayesinde Microsoft Dynamics NAV, üretim emirlerinden hammadde tedariğine, tedarik planlamasından kapasite planlamasına kadar birçok sürecin etkin ve hızlı biçimde gerçekleşmesini sağlıyor.

Temel Üretim : üretim süreçlerinin bütününe yönelik kapsamlı özellikler sunan Microsoft Dynamics NAV temel üretim özellikleri ile de ön plana çıkıyor. Microsoft Dynamics NAV, farklı üretim emirleri (benzetimli, planlanmış, kesin planlanmış, serbest bırakılmış, tamamlandı), paket siparişlerin yönetilmesi, FIFO LIFO ve özel maliyetlendirme sağlayan esnek maliyetlendirme sistemleri, tüketim ve üretim girişleri gibi birçok üretim işlemini gerçekleştirmeyi mümkün kılar. Ayrıca Microsoft Dynamics NAV sayesinde ürün ağaçları oluşturmak, sürüm yönetimi yapmak da son derece kolay.

Malzeme Kaynak Planlaması : Üretimin aksamaması için malzemelerin zamanında ve doğru biçimde tedarik edilmesi son derece önemlidir. Microsoft Dynamics NAV, bu süreçte gerekli olan temel tedarik planlama ve talep tahmini özellikleri ile malzeme yönetimini etkin kılar. Çok konumlu planlama, sipariş taahhütleri, akıllı MRP çizelgeleme, malzeme-kapasite-maliyet planlamasını aynı anda yapabilme, farklı üretim seçeneklerini gösteren çoklu çalışma sayfaları talep tahmin ve ana üretim çizelgesi gibi birçok özelliği sayesinde tedarik planlama süreçlerini kolay ve etkin bir hale getirir.

Kapasite Planlama : Microsoft Dynamics NAV’ın kapasite planlama araçları ve özellikleri de oldukça fazla. Atölye takvimi ve varyantlar, üretim akışları, paralel çizelgeleme, ıskarta ve durma kodlaması, makine merkezleri, sonlu yükleme gibi birçok konuda avantajlar ve kapsamlı özellikler sunan Microsoft Dynamics NAV sayesinde malzeme planlama süreçleri çok daha kolay ve etkili gerçekleştirilebilir.

BUMERANG